Ne olmak istediğini bilen, inandığı, değer verdiği oluşumları gerçekleştirme adına olmak, oldurmak istediği şeyler için ciddi, kararlı ve gerçekçi adımlar atabilme sorumluluğunu üzerine alabilen, geleceğe yönelmiş ve içinde katı kalıpların dışına çıkma gücü ve kendine inancı barındıran enerjilerin hakimiyetini göstermekte olan açılar var gökyüzünde.
İçinde bulunduğu Yay burcunun 18. derecesinde Satürn ile kavuşum yapan Güneş’in dispozitörü Jüpiter ve Jüpiter bu kavuşuma hem sekstil açı (60 derecelik açı) ile bakmakta hemde yöneticilik yücelme bazında karşılıklı ağırlama içinde bulunmakta. Astrolojik bir gösterge olan karşılıklı ağırlama burada olaylar üzerinde hedeflere ulaştırma fırsatı taşıyan, güven ve amaç duygusunu destekleyen etki olarak çalışmakta. Gökyüzünün oluşmakta olan açısal konumunun vereceği etkileri içimde bulunacağımız dönem için pozitifsel olarak almak ve kullanabilmek çok mümkün.
10 Aralık 2016 cumartesi günü (18.51) kesinleşecek olan Güneş Satürn kavuşumu , içinde bulunduğumuz hafta başı itibari ile etkilerini hayatımıza yansıtmakta olacak.
Gökyüzünde Satürn ve Jüpiterin, Uranüs ile yaklaşan açıları oldukça dikkat çekici. Satürün’ün üçgen açısı, Jüpiter’in Uranüs ile karşıtlığı olaylar üzerinde önemli etkiler yaratmakta. Sosyal ve toplumsal konular üzerinde belirgin etkisini görebiliyor olduğumuz Satürn ve Jüpiter gezegeninin Uranüs ile oluşan bu açısal konumları, değişimsel etkiler barındıran koşullar içerisinde olduğumuzun bir göstergesi. Ani ve sıradışı kararlar almaya çok daha yatkın olabilecek bu süreç, eski yerleşmiş düşünce, yaşam ve inanç kalıplarının dışına çıkmaya yönelik bir zihin yapısını aktive etmekte.
İçinde bulunduğumuz hafta itibari ile, geleceğe yönelik amaçları gerçekleştirebiliyor olmak, yeni yapılanmalar, oluşumlar içine girmek adına istek duymak, kendini sorgulama, yapmak istediklerini yapabilir olmaya karşı duyulan güven duygusu, değişime açıklık ve değişime istekli bir yapı içine girmiş olacağız. Bu dönemi plan ve projelerimizi hayata geçirmek, yapılandırmak, girişimlerde bulunmak ve kendi kimliğimiz üzerinde oluşturacağımız gerçekçi bakış açısı ile değişime ihtiyaç hisseden yönlerimizi fark etmeye yönelik bir dönem olarak düşünebilir ve değerlendirebiliriz.
Sevgi ile…
Dilâra B.Efeoğlu