YAY BURCUNDA GÜNEŞ TUTULMASI (4 ARALIK 2021)

4 Aralık Cumartesi günü 12 derece Yay burcunda gerçekleşecek tutulma, bir tam Güneş tutulması olacak.

Ülkemizden gözlenemeyecek olan Güneş tutulması, Hint Okyanusu ve Atlas Okyanusu’nun güneyi  Afrika’nın  güney kısımlarından izlenebilecek. Güneş Tutulmaları takip eden en az  bir yıl için etkilerini aktif tutan astrolojik görünümler olarak değerIendirilirler. Kişisel düzeyde etki mekanizması oluşturdukları gibi, doğa olayları ve toplumsal konular üzerinde de  güçlü bir etki mekanizması oluştururlar. Astrolojik olarak baktığımızda, en fazla etki her zaman için tutulmanın izdüşümü olan bölgelerde görülmekle birlikte Yay burcu kapsamına giren ülkeler tutulmanın açığa çıkan etkisinin daha belirgin sonuçlar doğuracak olduğu yerler olarak düşünebiliriz. Bu ülkeler ve bölgeler; Arabistan, Avustralya, Fransa, Hindistan, Doğu Afrika bölgelerini kapsamakta (Kaynak: Astrolojide Güneş ve Ay Tutulmaları, Öner Döşer) Bu bölgeler haricinde ayrıca global olarak etkenliğini gösteriyor olacak. Peki hangi konular ya da hangi alanlarda?

Önümüzdeki bir yıllık süreç içinde özellikle olumlu ya da olumsuz ama önemli bir dinamik enerji ile tutulmanın etkilerini göreceğimiz alanları sıralamak istersek;

Merkür ile birleşen tutulma derecesi Güney Ay Düğümü tarafında yer alıyor. Tutulmanın yönetici gezegeni ise Kova burcu ilerleyişini sürdüren Jüpiter.

İnançlara yönelik bir etkiden bahsedebiliriz. Gerek dini inançlarda ortaya çıkabilecek olan bu etkiler bir diğer yandan felsefi, düşüncesel, fikirsel inançlar üzerinde de etki yaratıyor olacak. İnançların, ideolojilerin şekillendirdiği baskın fanatiksel yaklaşımların kriz yaratabileceği ortamların doğabilme potansiyelinin yüksek olabileceğini söyleyebiliriz. Aynı zamanda inançlar üzerinden ırkçılık yapmak gibi ideolojilerin de sorun çıkarabilir olarak gündem halini alabilme potansiyelinden de söz edebiliriz. İdeolojik ve ırka bağlı ayrımcılık gibi konuların bir yandan kriz çıkaran türde durumlar yaratabilme potansiyeli ile önemli değişimler içerisine girdikleri bir kulvara taşınabileceklerini de öngörebiliriz.

Bir diğer yandan yine tutulmanın hukuksal sistemlere dair arenada önemli durumları ön plana çıkaracağını söyleyebiliriz. Hukuk sisteminde yeniden yapılaşmaya doğru işleyen bir sistemin güçlü bir şekilde devreye girebilme olasılığından söz etmek mümkün. Eğitim ve yine özellikle yüksek eğitim tutulmanın kapsadığı konuların bir diğeri olacak. Eğitim kurumlarının kendi bünyesinde bir sarsıntı geçirmesi ve değişim içerisine girme gereksinimi  zorunluluğu oldukça ciddi yer bulabilir. Bazı eğitim kurumlarının işlevine son vermesi ve bazılarının ise yeni bir sisteme entegre olmak çaba ve mecburiyeti ile ancak ayakta kalabileceği bir dönem içinde olacağımız yine muhakkak.

5 Haziran 2020 günü Güney düğüm yönünde Yay-İkizler burcu aksında serinin ilk tutulması meydana geldiğinden bu yana söz ettiğimiz etkilerin şekillendirdiği bir dünyadan bahsetmek mümkün.

Güneş tutulmasının etkilerine daha spesifik olarak ülkemiz açısından, ülkemiz astrolojik haritası üzerinden baktığımızda; askeri, silahlı kuvvetler, ordu, donanma, kamu kuruluşları, sosyal ve sağlık hizmetleri, toplumsal sağlığı ilgilendiren konular, hastalıklar, salgınlar olarak sayabileceğimiz konuları içeren 6. Evinin içerisinde gerçekleşmekte. Yine uzunca süredir devam eden benzer etkilerin önümüzdeki süreçte ön planda kalacağı ve odaklanma ortaya çıkaran durumlara açıklık sergileyeceğini söyleyebiliriz. Tutulma derecesi Türkiye haritasının 10. Ev girişinde bulunan Güney Ay Düğümü ve Uranüs ile kare açı yapıyor olması yeni oluşumlara ya da yeni birleşmelere açıklık sergileyen görünüm politik sahada etkinlik gösterebilir. Bu durum hem siyasi kulvarda hareketlenmeye işaret ederken hem de meclis çalışmalarının da hız kazanabilecek olacağına işaret edebilmekte.

Kişisel olarak ne yönde etkiler bekleyebiliriz diye baktığımızda tutulmalar iki önemli döngü içinde gerçekleşirler. Bunlardan bir tanesi Metonik döngü adı verilen ve her 19 yılda bir aynı derecede tutulma gerçekleşme durumudur. Bundan 19 yıl önceye dönerek  2002 yılı Aralık ayı ile başlayan ve yaklaşık bir yıla yayılan zamana dair gelişmeleri hatırlamak şimdi içinde bulunabileceğimiz süreç hakkında önlemli benzerlikleri ile fikir verecek olabilir.

Hepimize güzellikler getiren bir Güneş tutulması olsun dilerim.

Görsel: 2017 Solar Eclipse (photo by Sebastian Voltmer)

Güneş – Satürn Kare Açısı

428-jackanstey-rp-october2019-0185-kwan-a

Güneş, Boğa burcuna geçmesi ile birlikte, Kova burcunda hareket Satürn ile kare açı yaparak ilerlemeye başladı. (19.4.2020)

Bu iki gezegenin birbiri ile kare açı yapıyor olması ne demektir diye kısa bakarsak; hem içinde bulunduğumuz günlere yansıttığı etkisinin farkında olabilir hem de, eğer ilgi alanınızsa bu iki gezegenin birbiri ile etkileşiminin ne ifade ettiği hakkında yeni bir görüş okumuş olabilirsiniz. Yazımı aşağıda bulabilirsiniz;

Buzdağının her zaman iki yüzü vardır.

Güneş ve Satürn gezegenlerinin birbirleriyle irtibatları her zaman için benliğin psikolojisi üzerinde, birçok katmanlarıyla ilgili dürtüler açığa çıkarır. Satürn’ün bir nevi girdabına giren Güneş, bu girdap içinde kendi yörüngesini takip etmenin buhranları ile karşı karşıya kalacaktır. Bir nevi geniş ve yüksek duvarlar benlik duygusu üzerinde yerleşmişken; kişinin -kendiliğine- , -bireyliğine- olan uzaklığı kişiye karşı koymak zorunda olduğu fakat karşı koymayı imkansızlaştıran sınırlar içinde kaldığı duygusunu yaratır.

Sınırların gerçekten reel olarak varolmakta olabileceğinin altında yatan nedenin, kişinin bilinçaltının yarattığı düşüncesel biçimlemenin ortaya çıkardığı bir sanrı olduğunu farkına varması ancak bilinçaltını, bilinç ile koordine edebilmek ile doğru orantılı değişen bakış açısı ile mümkün olabilir.

Bir nevi geniş ve yüksek duvarlar benzetmesi ile ifade ettiğimiz sınırlar kişiyi diğerlerinden ayıran, uzaklaştıran yalnızlaştıran etkiler oluştururken, aynı zamanda kişiyi kendi içsel eminlik, güven, huzur ve öz duygusundan uzaklaştırmakta olur.

-Ben- yani kişiyi diğerlerinden ayıran ve kendi özgüvenini, ego’yu biçimlendiren bilinç, şiddetli bir denetim altında ve sorgulara maruz bırakılmıştır.

Yok olma tehlikesi ile burun burun akalan ego kendi varlık bütünlüğüne sahip çıkmanın ancak ve ancak duvarlar ve sınırların arkasında kalarak mümkün olduğuna olan inanca bağlandıkça en uç noktada, psikolojide “control freak” olarak adlandırılan süreç kişi için başlamış olur.

Güvenilmeme ya da dikkate alınmama veya aşırı beklentilere maruz kalmış olmanın getirisi olarak saplantılı bir şekilde kendine yönelik oluşturulmuş kontrol mekanizması buzdağının çok derinlerine kadar varmış olabilir.

Sınırların basıncında kalan benlik, kendini koruma güdüsü ile kendi sınırlarını çizmeye başlar ve kişi için kaotik bir yapı, kaotik bir süreç başlamış olur. Artık düşüncesel ve davranışsal olarak – Ben – için kendini hayatta tutabilmenin tek yolu her şeyi yanlışsız ve doğru yapmaktır.

Mükemmel olanı yaratmanın derin sanrıları yine buzdağının en alt kısımlarında saklanan şiddetli öfke, değersizlik, korku ve suçluluk duygusu olarak kişinin yaşam modeline bir gölge halinde yansımakta olur.

Ancak sınırlar ile yüzleşmek ve su yüzüne çıkmayı göze almak gölgelerin yarattığı güven yitirilmesine karşı etkili bir çözüm olur.

Dilara Başar Efeoğlu

Güneş Jüpiter Karşıtlığı 10 Haziran 2019

9bbde62ffbfc152bd90f0e797f7a30bd.jpg

GÜÇLENEN VE BİR AMAÇ HALİNİ ALMIŞ İSTEKLERİ REALİZE ETMENİN İMKANI BU HAFTA GÖKYÜZÜNÜN EN ÖNEMLİ FIRSATI HALİNİ ALABİLİR…  AMA NASIL?

Pazartesi (10 Haziran) günü Güneş ve Jüpiter arasındaki karşıtlık kesin derecesine varmakta. Geçtiğimiz haftadan itibaren etkisini hissettiren açı, yükselen egolara, aşırılaşmış haliyle -ben- liği ortaya çıkarma arzusuna, güç ve azamet gösterme türü davranışlara işaret etmekte. Her şeyi biliyorum sanrısı ve kendini salt akıldan ibaret sanma türü abartılmış davranış ve tutumlara yol açabilecek bir görünüm olduğunu akılda tutmakta fayda var. Gerçek olmaktan uzak kalan, altı, arkası doldurulamamış tavır, tutum ve davranışlara düşmemeye çok dikkat.

Fikirlerimizin sonu bucağı olmayabilir ve artık tüm bu fikirlerimizi geniş çevrelere yaymak, kendi aklımızı, düşüncelerimizi ve hatta bilgimizi başkaları ile paylaşmak adına güçlü isteklerle ve güçlü bir kendine güven duygusuyla harekete geçmeye başlıyor olabiliriz. Olaylara tek yönlü bakmak yerine bakış açımızda geniş bir vizyon yakalama şansını elde etmiş olduğumuzun farkına varabilirsek; Güneş/Jüpiter karşıtlığının pozitif etkilerini üzerimize çekebileceğiz demektir. Kendimize olan güvenin artışı, başarı arzusu, artan yaratıcı zeka, amaç halini almış isteklerimizi realize edebilmemiz adına imkan sunmakta. Önemli olan gücü doğru kullanabilmenin dengesini yakalayabilmekte.

“Güneşin arkasındaki Güneş” Sirius

Sirius-B-Fabio-v2.jpg

“Güneşin arkasındaki Güneş” Sirius

Güneş, gökyüzünün en parlak yıldızı olan Sirius ile kavuşum yapmakta. Arapça adı Şi’ra olan çift yıldız, farklı dillerde “Sothis”, ”Sirona” ,Serios” ,”Kak-si-di” ,”Huşi” gibi adlarla telaffuz edilmekte. Ezoterik öğretilerde insanlık tarihi ile ilişkilendirilen bu yıldız, “Güneşin arkasındaki Güneş” olarak tanımlanmakta. Sirius kadim uygarlıklardan bu yana gökyüzündeki en önemli yıldız olarak kabul edilmiş ve ve köpek yada kurt ile sembolize edilerek, kutsal anlamlar yüklenmiştir. Bu yıldıza dair ezoterik öğretilerin getirdiği bilgiler derinliği ve uzunluğu ile ancak bir başka yazının konusu olabilecek olmakla birlikte Sirius’un astrolojik olarak ifade ettiği sembol yine ezoterik öğretiler ile içiçe geçmiş durumdadır. Mitolojik kaynaklarda demirkazık adı ile geçen yıldız, sıcak ve soğuğun geçiş kapısı olarak anılır ve Güneş ile birlikte kuzey enlem ülkelerine aşırı sıcakları getirdiği düşünülür. Eski uygarlıkların kutsallık atfettiği yıldız, insanlık tarihine rehberlik eden, öğretmenlik yapan, yol gösterici vasfı ile kadim bilgilerde yer almakta olan kişiliklerle de özdeşleştirilmekte. Astrolojik olarak (iyi yerleşim içinde olduğunda) ün, şeref, şans, zenginlik getirebileceği anlamı taşıyan yıldız, bilgece kişilik, içsel görü, ruhsal güç ile ilişkilendirilir.
Bernadette Brady, Sirius yıldızı için, dokunduğu şeyi kutsal hale getiren, gösterilen çabanın neticesinde beklenilenenden daha fazla kazanç sağlayan, küçük hareketlerin büyük sonuçlar doğuran etkileri olduğundan bahsetmekte. Önümüzdeki 2 gün boyunca Sirius ile kavuşum yapan Güneş, Jüpiter ve Neptün ile açısal bağlantı içinde ilerlemekte. Yıldızın yarattığı kutsal sembolizmayı biz içsel olarak kendimize yansıtabilir, duygularımızın, sezgilerimizin ilhamını ruhsal boyuttan hissetmeye çalışabilir ve yıldızın bize rehberlik yapmasına izin verebiliriz.

 

7 Mayıs – 13 Mayıs Haftası Gökyüzü

JACOB-WRESTLES-ANGEL-e1399348796302-720x340.jpg
Astrolojik olarak 7 Mayıs haftasına baktığımızda; Merkür ve Pluto karesi ile başlayan hafta iletişimin, haberleşmenin öne çıkacak bir hafta olacağını göstermekte. Şİmdiye kadar gizli kalmış, gün yüzüne çıkmamış sır olarak korunmuş bir haber, yeni bir gelişme ile karşılaşmak bu hafta için oldukça mümkün. Güç savaşlarına dönüşen konuşmalar ve yazışmalar dikkat çekici görünümdeler. Güneş’in hem Pluto ile hem Jüpiter ile etkin açıları haftaya hakim olmakta. Kendi bildiğinde ısrarcı olabilmek, kendine olan güvenin artışı, kendini çok daha motivasyonlu hissetmek, inandıklarını yaratabileceğine de inanmak görünümün pozitifsel olarak ivme kazandırabilecek olarak değerlendirilebilir yönleriyken, fanatikleşmiş istek ve görüşlerin abartılı kararlara yol açabilecek oluşu, aşırı kendine güvenin getirebileceği yanılgılar, aşırılaşmış sahip olma, elde etme, kazanma arzusu ise negatif yaratımlar olarak kendini gösterecek olabilir. Haftasonu Koç burcunun son derecesinde hareket eden Uranüs ile Merkür son kavuşumlarını yapmakta olacaklar. Düşüncelerimiz ve fikirlerimiz üzerinde tazelenme, farklı görüşlerlere açık olma, algısal olarak boyut atlama, geleceğe yönelen zihin, açının ortaya çıkaracak olduğu pozitifsel etkiler. Koç Burcunda Uranüs’ün Merkür ile yapacak olduğu son kavuşumun ne yönde zihinsel değişimler getirebilecek olduğuna dair https://dilaraefeoglu.wordpress.com/2018/04/29/uranus-koc-burcunun-29-derecesinde/ linkli yazımı okuyabilirsiniz.

7 Mayıs Pazartesi, Merkür, Pluto karesi
Koç Burcunda ilerleyen Merkür, Oğlak burcunda retro ilerleyişinde olan Pluto ile kare açı yapmakta. Dik kafalı, kendi bildiğinde ısrar eden, düşüncesiz, sabırsız ve fazlasıyla cesaretli bir iletişim uslubu üzerine artış getirebilecek olan açı özellikle haftanın ilk günü için oldukça etkili görünmekte. Sertleşen, güç savaşlarına dönüşen tarzda iletişimin getirebileceği tartışmaya, kavgaya, çekişmelere dikkat çeken görünüm, konuşmalar, yazışmalar ve haberleşme trafiği üzerinde daha kontrollü olmak gerektiğini düşündürmekte. Gizli kalan, daha önce duyulmamış, gizlenmiş, saklanmış sır yada haberlerin bugün açığa çıkabilecek olma ihtimalide kuvvetli.

8 Mayıs Salı, Venüs, Neptün karesi
Venüs ve Neptün arasında oluşmakta olan kare görünüm hafta başından itibaren etkin ve etkinliği Perşembe gününe değin sürecek. Açı isteklerin fazlasıyla idealize edilmiş ve fazlasıyla duygusal anlam yüklenmiş olabileceğini göstermekte. Gerçeklik algısını kaybetmemek, gerçek olmaktan uzak değerler, istekler yada kazanımlar peşine düşmüyor olmak önemli görülmekte. Yanıltan, yanıltıcı durumların yol açabileceği sorunlar hayalkırıklıklarına, aldanmalara sebep olabilir. Gerçeklik algısını korumaya çalışmak, mümkünleşmesi zor arayışlar ve isteklerin içinde huzursuzluk ve aldanmalara düşmemeye dikkat etmek etmek faydalı olabilir.

9 Mayıs Çarşamba, Güneş, Jüpiter karşıtlığı
Boğa burcunda Güneş ile Akrep Burcunda (R) Jüpiter karştlığının yaratacağı etkiler ön planda aşırılaşmış kendine güven, herşeye gücünün yetebileceği şeklinde kendini gösterebilir. Amaç duygusu üzerine yoğunlaşıp hiçbir şeyin seni durduramayacağını düşünmek yine bu açının yaratımı olarak tüm hafta boyunca etkisini koruyacak. Kendi bildiğinde ısrarcı olabilmek, kendine olan güvenin artışı, kendini daha motivasyonlu hissetmek, inandıklarını yaratabileceğine de inanmak pozitifsel olarak ivme kazandırabilecek olarak değerlendirilebilir yönleriyken, fanatikleşmiş istek ve görüşlerin abartılı kararlara yol açması, aşırı kendine güvenin getirebileceği yanılgılar, aşırılaşmış sahip olma, elde etme, kazanma arzusu ise negatif yaratımlar olarak kendini gösterecek olabilir.

12 Mayıs Cumartesi, Güneş, Pluto üçgeni
Güneş, Jüpiter karşıtlığının etkinliği ile birlikte Güneş, Pluto üçgen açısı da Cumartesi günü kesinleşmekte. Güneş, Pluto arasında oluşan görünüm, egosal dürtüler için oldukça vurgulayıcı, dikkatleri bu yöne çeken etkiler taşımakta ve 9 Mayıs Çarşamba gününden bu yana etkinliği güçlenmekte. Kendine olan güvende artış, kendinden emin olmak, içsel bir güç ile hareket etmek, lider ve yönetici olmaya yönelik nitelikleri kolayca gösterebilmek şeklinde yaratımlar oluşturacaktır.
Açı, gökyüzünde aynı anda varolan Güneş, Jüpiter karşıtlığı ile birlikte etkin bir yönetim, yöneticilik sıfatlarına dair vurgu getirmekte.

12 Mayıs Cumartesi, Merkür, Mars karesi
Yöneticisi ile kare açı yapan Merkür, düşünceleri, fikirleri ısrarla ve savaşçı bir uslup ile ortaya koyabilecek olmanın işaretlerini taşıyor. Gerek sözlü, gerek yazılı her türlü iletişim üzerinde sert, inatçı, savaşçı tarzda etkiler oluşabilir. Kendi fikirlerini, kendi düşüncelerini kabul ettirmek isteğini taşıyan açının aktif olduğu Perşembe gününden bu yana oluşan görünümün etkilerini pozitifsel kullanabilmek ve düşüncelerimizin, fikirlerimizin savunuculuğunu yapabilmek mümkün. Kontrolsüz ve öfkeli konuşmalara, tartışmalara dikkat.

13 Mayıs Pazar, Merkür, Uranüs kavuşum
Koç burcunun son derecesinde gerçekleşecek olan iki gezegenin kavuşumu ile zihnimiz, düşüncelerimiz vurgu kazanıyorlar. Açı, çok daha hızlı karar vermeye, çok daha hızlı ve sıradışı, yenilikçi düşünce ve fikirler oluşturabilecek olmaya işaret etmekte. Yepyeni fikrilerin ortaya çıkabilecek olması, aniden yepyeni bir yöne çekilen zihin, geleceğe yönelen düşünceler, yeni başlangıçlara ihtiyaç duymak bu açının yaratımı olabilecek. Düşüncelerimiz ve fikirlerimiz üzerinde tazelenme, farklı görüşlerler açık olma, algısal olarak boyut atlama, geleceğe yönelen zihin açının ortaya çıkaracak olduğu pozitifsel etkiler.  13 Mayıs Pazar günü Merkür, Boğa burcu ilerleyişine başlıyor. Merkür’ün bu burçta hareketi ayrı bir yazı konusu olarak paylaşıyor olacağım.

Sevgiyle kalın…

Dilâra B. Efeoğlu

 

19 – 25 Şubat Haftası Gökyüzü Ne Diyor

95d08c33ce9a73f7c65c69418d3b7575.jpg

19 Şubat haftası için, sevgi ve aşk’ a dair duyguların arttığı, derin hislerin öne çıktığı, ilgi, uyum, şefkat gibi yoğun duyarlılık içinde kendimizi bulabilecek olacağımız bir hafta bizi bekliyor diyebiliriz. Gerek kişisel olarak, gerek çevremizde gelişecek olaylar üzerinde duyguların yönlendirici ve şekillendirici etkisini belirgin olarak yaşıyor olacağımız bu hafta boyunca, gerçekçi olmak, sahte ve aldatıcı duygu ve davranışlara düşmüyor olmaya dikkat etmek şartı ile oldukça birleştirici, bütünleştirici, pozitif kazanımlar sağlayıcı enerjilerin yapıcı nüanslarını değerlendiriyor olabiliriz. Sağlam temellendirilmiş girişimlerden olumlu neticeler almak için haftanın Çarşamba günü oldukça uygun görülmekte. Güneş’in de, Balık burcu yolculuğuna başlaması ile birlikte duyguların yönlendiriciliği kişisel davranış ve kararlarımızda oldukça vurgu kazanmakta. Bu burç hakkında bilgi için daha önce paylaşmış olduğum https://dilaraefeoglu.wordpress.com/2018/02/18/balik-burcu-2/ yazımı okuyabilirsiniz.

Venüs, Uranüs 45’lik açı, 19 Şubat Pazartesi
Venüs, Uranüs ile gerilim oluşturucu bir açı olan 45 derecelik açı yaptığında Neptün ile de kavuşuma doğru yaklaşmakta olacak. Bu bir ilişkinin içerisinde kendi bildiği doğrularda ısrar etmek, ilişkinin getirebileceği heyecana kapılmak ve yeni başlayacak ilişkilere yakın durmak ile birlikte ilişkilerini özgürce yaşamak isteği ile doğru orantılı olarak gelişebilecek duyguların ve ihtiyaçların yoğun hissedilecek olabileceği bir gün içinde olacağımıza işaret etmekte.

78c08f31d7c7cdb2b47d4bdc289f90c1.jpg

Venüs, Neptün kavuşum, 21 Şubat Çarşamba (21:41)
Sevgiye olan inanç ve ihtiyacımızın artması anlamına gelen görünüm, özellikle ilişkiler üzerine yoğunlaşma etkisi getirecek. Hafta başından bu yana etkisini aktif olarak hissettirebilecek olan kavuşum hafta sonuna kadar aktifliğini sürdürmekte. Sevgi ve aşk’ a dair duygusallıkta artış, derin hisler içinde olmak, ilgi ve şefkat arzusunu yüksek duymak gibi yoğun duygular içinde kendimizi bulabilecek olacağımız bir hafta bizi bekliyor diyebiliriz. Gerçeklerden kopmamaya, hayal gücünün yaratımı olabilecek duygular ile hareket etmiyor olmaya, yanlış bir idealin arkasından körü körüne gidiyor olamamaya karşı dikkat etmek önemli olacak gibi görülmekte. Hassas ve ince bir sevgi anlayışı kazanmak ve gerek kendimize gerek çevremize bu gözle bakabilmek, ilişkilerimize yansıtabilmek ise bu hafta gökyüzünün bize pozitifsel bir kazanımı olabilir.

25c2ba885aaed73005e3ab72844e9fdf.jpg

Merkür, Satürn sekstil, 21 Şubat Çarşamba (23:23)
Balık burcunda ilerleyen Merkür, duygusal zekamızı öne çıkarmakta, duygularımız ile kararlar veriyor, duygularımızın yönetiminde düşünceler içine giriyoruz. Merkür, Neptün ile kavuşuma ilerlemekte. Gökyüzünde hem Venüs, hem Merkür’ün Neptün ile olan kontaklarının aktif olacağı bu hafta, Satürn’den sekstil açı alan Merkür ile birlikte Çarşamba gününü daha sağlam, daha akıllıca kararlar verebileceğimiz bir gün olarak düşünebiliriz. Hayallerimizi gerçekleştirmek için sağlam temeller kurma fırsatları ile karşılaşmak mümkün. Düşüncelerimizi düzene koymak, gerçekçi yaklaşımlar içine girmek açısında da daha şanslı olacağımız bir gün olan Çarşamba gününü önemli girişimler ve kararlar almak açısından değerlendirebiliriz.

Venüs, Mars kare açısı, 25 Şubat Pazar
Venüs ile kare açı yapan Mars açısına Vesta’da eşlik etmekte. Hafta ortasından bu yana etkin olan görünüm, duygular, istekler ve ilişkiler üzerinde artan yoğunluğa işaret etmekte. Gerilime sebep olabilecek türde enerjilerin aktif olacağı bir hafta sonuna işaret eden açı özellikle ilişkiler üzerinde oluşabilecek zorlayıcı durumlara yol açacak olabilir. Aynı gün gökyüzünde Merkür ve Neptün arasında oluşan kavuşumuda gözönüne aldığımızda gerçeklerden kopmadan kararlar veriyor olmak, ne istediğini biliyor olmak, ısrarcı isteklerde bulunmuyor olmak oldukça önemli görülmekte.

Merkür, Neptün kavuşumu 25 Şubat Pazar
Sezgiler, ilham ve duyuların güçlü dürtüselliği ile düşünecek ve kararlar verebilecek olacağımız Pazar günü idealize ettiğimiz bir fikrin arkasında yanlış yere ısrar etmiyor olmaya karşı dikkatli olmakta fayda var. Hassaslaşan, duyguların kontrolüne geçen algılarımız ve akılsal fonksiyonlarımızın bizi zarara uğratmayacak olduklarından emin olmak için fikren dağılmamaya, duygusal konrtolümüzü elimizde tutmaya gayret etmek faydalı olacaktır. Yanılma ihtimalimizi göz önünde bulundurmalı ve özellikle hafta sonu boyunca önemli kararlar, girişimler içinde bulunmamalıyız. Bunun yanısıra ilhamsal yetenekler, yaratıcı fikirler ve duygusal zekanın artışını pozitifsel olarak hayatlarımıza yansıtabiliriz. Aynı gün kesinleşen Güneş, Satürn arasında 60 derecelik açı, yaratıcı fikirlerimizi sağlam temeller üzerine oturtabilmek adına önemli fırsatlar sağlayıcı olarak çalışmakta, farkında olabilir ve değerlendirebiliriz.

Güneş, Satürn 60 derecelik açısı, 25 Şubat Pazar
Olmak istediğimiz, gerçekleştirmek istediğimiz hedeflerimizi daha çok hayallerimiz ve duygularımız şekilendirmekte. Güneş’in Satürn ile 60 derecelik açısı olduğu Pazar günü bu açıdan kolaylık ve isteklerimizi gerçekleştirme, ortaya koyma, yapıcı hale getirme fırsatı, desteği sağlamakta. Aynı gün Merkür, Neptün kavuşumunun yaratıcı nitelikte, hayal gücünü canlandırıcı nitelikte etkilerini ancak pozitifsel olarak kullanabildiğimizde sağlam temelli oluşumlar kurmaya destek verecek şekli ile faydalanmak mümkün olacaktır.

Sevgiyle kalın…

Dilâra B. Efeoğlu

 

29 Ocak – 4 Şubat Haftası Gökyüzü

98dd38600afeaf8e336fd2b970e23cc7.jpg

Üzerine düşünmemiz gereken, hakkında mücadele etmemiz gereken, bize yepyeni kapılar açabilecek olan yepyeni bir haftaya başlamaktayız. Çarşamba günü Aslan burcunda gerçekleşecek olan Ay tutulması ile iç dünyamıza doğru yolculuk yapacak olabilir, geleceğimizi yeniden çizmeye, belki hayatımızı gözden geçirmeye, hedeflerimiz üzerinde bir sağlama yapmaya yönelecek olabiliriz…

Merkür, Neptün 45’lik açı, 30 Ocak Salı

Haftanın ikinci günü olan Salı günü zihinsel olarak dağılmaya, kafa karışıklığı yaşamaya müsait olabileceğimizi bilmeliyiz. Özellikle duygusal dalgalanmaların etkisinde kalarak kararlar verebilecek olacağımızı göz önünde bulundurmalı ve gerçeklik algımızı koruyor olmayı önemsemeliyiz.

Güneş, Kiron 45’lik açı, 30 Ocak Salı günü

Olmak istediğimiz her şey için, gerçekleştirmek istediğimiz her hedefimiz için mücadele etmek gerektiğini bize hatırlatan olaylar ve durumlar ile karşılaşabilecek olacağımızı gösteren açı ile birlikte mücadele gücümüzü sınayan durumlara karşı üretebileceğimiz yeni çözümlere hazırlıklı olmalıyız.

29ce9c6365b867435b9c5cc75c8ac4e6.jpg

Tam Ay Tutulması, Mavi AY

31 Ocak 2018 Çarşamba günü (16:26) 11 derece Aslan Burcunda Tam Ay Tutulması gerçekleşmekte olacak. Kuzey Amerika, Büyük Okyanus, Rusya, Asya ve İskandinavya’nın kuzeyinden gözlenebilecek  tutulma, Türkiye’den gözlenemeyecek. Tutulmaya Mavi Ay denilmesi Ay’ın tutulma esnasında mavi görülecek olduğu sanısı doğursada aslında Mavi Ay burada sadece bir takvim yılı içerisinde gerçekleşen 13. Dolunaya ait tanımlama anlamına gelmekte. Bir yıl içerisinde 12 defa gerçekleşmekte olan dolunay evreleri 19 yıl da 7 defa olma üzere 13 kez oluşmakta ve bu bir ay içinde fazladan oluşmuş olan Dolunay’a ‘Mavi Ay’ adı verilmekte. Bir sonraki Mavi Ay 18 Temmuz 2019 tarihinde görülecek. Ay Tutulması hakkında geniş bilgiyi https://dilaraefeoglu.wordpress.com/2018/01/27/mavi-ay-aslan-burcunda-ay-tutulmasi/  yazımda bulabilirsiniz.

31 Ocak Çarşamba Merkür Kova burcuna geçiyor (16:41)

Merkür, Ay Tutulmasının hemen sonrasında Kova burcuna geçiş yapıyor olacak. Sosyal, toplumsal amaçlı içerik taşıyan iletişimin aktifleşeceği bir dönem. Merkür en rahat ettiği burçlardan biri olan Kova burcuna geçiş yapmakta. Merkür, Kova burcunun yenilikçi, reformist, buluşçu zihinsel yapısını rasyonel bir şekilde ortaya koyacağı bir burçtur. İçinde bulunduğumuz dönem bilgi alışverişi içinde olma, yeni bilgiler toplama, grupsal bağlantı ve paylaşımlar içinde olma güdülerini arttıracak etkiler taşıyor olacak. Merkür’ün Kova burcunda yerleşimi sosyal, toplumsal içerikli amaçlar üzerine yoğunlaşan zihinsel algıları ifade eder. Bu alanlarda yeni fikir ve görüşler gelişmesi, yazılı, sözlü ya da karşılıklı iletişim içeren şekillerde kurulan aktif bağlantılarda artan hız bu sürece ait gelişmeler olacaktır. Fikirlerde sabitlik ve inatçılık göstermek, katı ve kendi bildiğinde ısrar ediyor olmak yine Merkür’ün Kova burcu geçişine ait özellikleri olarak ortaya çıkabilir.

Venüs, Satürn 45’lik açı, 3 Şubat Cumartesi

Tutulma haritasında da aktif olan açı, duygusal olarak bizi zorlayan, kendimizi engellenmiş hissettiren, aradığımız yada hak ettiğimizi düşündüğümüz değerlere sahip olmamızı kısıtlayan nitelikte etkiler ile karşılaşabilecek ve bunun mücadelesini verebilecek bir günde olabileceğimizi göstermekte. Satürn’ün sert açısı altında olan sadece Venüs değil, Venüs’ün kavuşum yaptığı Juno ‘da Satürn ile etkileşimde. Anlaşmalar, ilişkiler, bağlar, bağlantılar, ortaklıklar içinde bulunacağımız haftanın en önemli konusu haline gelmekte. Aynı gün Mars’ın Pluto ile oluşan yine aynı türden açısını gözardı etmeyerek ne kendimiz ne de diğer kişi yada kişilere yönelik sert, yıkıcı, öfkeli, kontrolsüz hareketlerden uzak durmakda fayda var.

Ülkeler arası ilişkiler açısından da gerilime davetiye çıkarmak, zorlayıcı türde hareketler ile karşılaşmak, patlayıcı, bir nevi infilak edici enerjiler ile karşılaşmak türü etkilere işaret edebilen gökyüzüsel görünümü dikkate almak ve aşırıya kaçan her türlü hareketten uzak kalmak önemli görülmekte.

Merkür, Mars sekstil, 3 Şubat Cumartesi

Düşünceleri harekete dökme, fikirler ile harekete geçme kolaylığı sağlayacak olan açı, hızlanan zihinsel algılar ile birlikte hızlı kararlar verme, kendi görüşlerini ortaya koyma adına güven içinde hissetme, kendi aklının onayladığı şeyleri elde etme yönünde harekete geçme adına fırsatlar sağlayıcı görünüm sunmakta. Gökyüzünde diğer oluşan açılar ile birlikte düşündüğümüzde oluşan bu açının etkisini doğru, faydalı bir şekilde kullanabilmek içinde bulunabileceğimiz  dinamik olaylara karşı hızlı fikirler geliştirebilmek, çözüm yolları üretebilmek ve kendimizi cesaret ve güvenle ifade edebilmek şekli olacaktır.

Venüs, Jüpiter kare, 4 Şubat Pazar

Sevgiye, ilgiye, mutluluğa, zevklere, değer verdiğimiz bize güzel, hoş görünen herşeyin bizde yaratttığı istekleri kontrol etmek belki çok fazla verici olduğumuz için ya da belki çok fazla talepkar olmak ile kaçırdığımız güzellikleri tekrar elde etmemizin sağlayıcısı olabilir.

Sevgiyle kalın…

Dilâra B. Efeoğlu

 

 

 

 

Güneş’in kalbinde olmak…

heart-570962_960_720

Güneş’in kalbinde olmak…

Venüs, gerisinde kaldığı Güneş’in kalbine doğru ilerlemekte. Yarın sabah saat 10:01 ‘de Venüs, astrolojik olarak tam Güneş’in kalbinde şeklinde tabir edilen görünüme kavuşacak. Güneş ile aynı derece ve dakikada birleşmek anlamına gelen ve kalbinde olmak olarak adlandırılan bu yerleşim kadim astrologlara göre o gezegene güç, kudret sağlayan etki oluşturmakta. Güneş’in kalbinde olan gezegen kendi ifadesinde olan konular üzerinde yetkin, güçlü ve koruma altına alınmış ifadelere bürünmekte. Sevginin, aşkın, mutluluğun anlam bulduğu gezegen olan Venüs, Güneşin kalbinde olduğu zaman sürecinde bu konular üzerinde artan bir enerjiselliğin oluşması söz konusu oluşturacaktır. Sevgi üzerine düşünmek, mutluluk üzerine düşünmek ile değerlendirilebilecek güzel bir zaman dilimi içinde olacağımız yarın beklediğimiz uyum, barış, ahenk ve fırsatlar açısından verim getirebilir.

 

18 – 24 Aralık Haftası Gökyüzü

13cfd2a9588781acf816bf177b6849e6.jpg

 

18 Aralık Pazartesi günü Yay burcunda Yeniay ile başlayan hafta, Yay burcunun ateşli, heyecanlı, yenilik arayışında olan mizacı ile şekillenen yeni başlangıçlar, yeni oluşumlar içine girme hevesini ve isteğini öne çıkaran gösterge. Ülkemiz açıısndan da dikkate değer etkiler taşıyan Yeniay güvenlik konularına vurgu yapmakta. Satürn burç değiştiriyor ve uzun soluklu yolculuğunu sürdürmek üzere Oğlak burcuna geçiyor. Oğlak burcu geçşinde ilk kavuşumunu Güneş ile yapan Satürn oldukça ciddi, gerçekçi, zorlayıcı, mesuliyetleri arttırıcı bir dönem içerisine doğru gitmekte olduğumuzu göstermekte. Son bulan Merkür retrosu özellikle hafta sonu için yeni kararlar almanın daha doğru bir zamanlama taşıyabileceğinin işaretçisi, Venüs’ün etkin açılarını olumlu şekilde değerlendirebilir, ilişkilerimize yönelik pozitif  gelişmeler sağlayabiliriz.

18 Aralık Pazartesi Yeniay Yay Burcunda

18 Aralık Pazartesi günü Yay burcunda bir Yeniay meydana geliyor (09:30). Gökyüzünde Güneş ve Ay ile birlikte Merkür, Venüs ve Satürn gezegenleri de Yay burcunda hareket etmekte. Yay burcunun ateşli, heyecanlı, yenilik arayışında olan mizacı, yeni başlangıçlar, yeni oluşumlar içine girme hevesini en fazla öne çıkaran gösterge. Tüm bu gezegenlerin son dispozitörünün Mars olması, Akrep burcu ilerleyişinde olan bu gezegenin güçlü doğasını ortaya çıkarır olacak. Yeniay’ın yenilikçi, girişimci, başlangıçlar içinde olmaya yönlendiren istekler ve istekleri ortaya koyma gücünü kuvvetli bir şekilde hissettiriyor olacak.

Ülkemiz açısından baktığımızda natal Türkiye haritasının 6. Evi üzerinde gerçekleşecek olan Yeniay, ordu, askeri güçler, silahlı kuvvetlere yönelik vurgu getirmekte. Güvenlik güçlerini öne çıkaran bu konum, Yeniay haritasında 29 derece Yay burcunda bulunan Satürn ile natal haritada 20 derece İkizler burcunda bulunan Ay arasında oluşan karşıt açı ile kutupsallık ilkesini barındırmakta. Toplumsal olarak zorlu şartlar altında olabilmek etkisi taşıyan açı, halkın üzerinde oluşabilecek stres yaratıcı, zorlayıcı durumlara açıklık sergilemekte. Türkiye natal haritasının son zamanlara aldığı zorlu etkiler ile birlikte yine Yeniay haritasında en etkili gezegen olan Mars’ın natal Güneş üzerinde duruyor oluşu, habercilik, basın yayın, her türlü iletişimsel ağ üzerinde yaşanabilecek aktiflik ve sert, gergin etkiler taşıyan gelişmelere işaret edebilir. Bununla birlikte ülke yönetimi konumunda olan kişilerin alacağı yeni kararlar ve yeni girişimler açısından da aktif bir süreç içinde olduğumuzu söyleyebiliriz.

Satürn Oğlak Burcunda

20 Aralık Çarşamba günü (07:48) Satürn Oğlak burcu yolculuğuna başlıyor. Satürn bu burçta olan yolculuğunu 22 Mart 2020 günü Kova burcuna geçene değin sürdürmekte olacak. Uzun bir dönemi içine alan Satürn burç değişimleri o burcun temsil ettiği konular ve harita üzerinde gerek yerleştiği gerek yönettiği evler konularında ön plana çıkan etkiler açığa çıkarıyor olurlar. Yay burcu yolculuğu süresince geçtiğimiz yaklaşık 2.5 yıllık süre içinde inançlar, yüksek eğitim kurumları, hukuksal, yargısal konular, yabancılar, uluslararası ilişkiler, yayın organları, turizm konuları başta olmak üzere bu alan kurum ve kişileri üzerinde etkili olan şekilde sorumluluk arttıran, yeniden şekillendiren, sorgu getiren, sınırlandıran oluşumlar yaratan Satürn, şimdi kendi doğasına benzeyen gerçekçi Oğlak burcuna geçişi ile birlikte Oğlak burcunun temsil ettiği konular, alanlar ve kişiler üzerine Satürn’ün sağlamcılık, kontrol ve denetim özelliklerini taşıyor olacak. Oğlak burcu; devlet kurumları, devlet sistemleri, devlet görevlileri, yöneticiler, idareciler, iş dünyası, büyük ve köklü şirketler, inşaatlar, inşaat şirketleri, ekonomi dünyası, iktisadi konuları temsil eden bir burç olarak gelecek günlerin bu konular üzerinde gerçekçi, sert, zorlayıcı etki almakta olan konuları olduğunu söyleyebiliriz.

Venüs, Kiron kare

20 Aralık Çarşamba günü Venüs ve Kiron arasında oluşan kare açı, karşılıklı kurulan bağlar, ortaklıklar, ilişkiler, işbirlikleri üzerinde fazlaca uğraş göstermek gerekecek yeni bir haftaya başladığımıza işaret etmekte. Yeni ilişkiler, yeni ortaklıklar açısından mücadele etme, çaba gösterme isteği sağlayacak olan açı verilecek olan çabanın olumlu neticeler sağlayabilecek olduğu desteği barındırmakta. Yeni ilişkilere ortaklıklara, işbirliklerine oldukça açık olunan bir süreçte ani kararlar vermek yerine düşülünmüş, iyi planlanmış şekilde davranışlar geliştirerek değerlendirilebilinir.

21 Aralık 2017 Perşembe günü Güneş Oğlak Burcunda

Kuzey Yarıküre’de Kış Soltisti , Güneş, 21 Aralık Perşembe günü Oğlak burcuna geçiş yapıyor. Kış Soltisti olarak adlandırılan Güneş’in 0º Oğlak burcuna geçişi; yaklaşık her yıl 21, 22 Aralık tarihlerinde, Güneş’in ufuk düzlemi üzerinde Kuzey yarımkürede yıl içinde bulunacağı en alçak, Güney yarım kürede ise en yüksek konumuna gelişini ifade eder. Kuzey Yarım Küre’de kış, Güney Yarım Küre’de yaz başlangıcıdır. Oğlak burcu, sembolünde de varolan zirveye çıkmış bir oğlak gibi, başarıya, statüye, mükemmelliğe, zirveye varmaya adanmış amaç duygusunun beden bulduğu bir burçtur. Yine bu burcun sembolünde yer alan Oğlak cinsinin, tabiatın en zorlu şekillendiği sarp yamaçlar ve uçurumlarda tehlikelere karşı çekingenlik göstermeyen ve rahatça hareket edebilme becerisine sahip oluşu gibi Oğlak burcu da, zor şartların içinde hayatta kalma becerisini gösteren, yenilgilere karşı yılmaz ve her zaman sonuca odaklanma azim ve iradesine sahip olan içsel bir benliği ifade eder.

Venüs, Uranüs Üçgen

Venüs ve Uranüs arasında oluşan üçgen 21 Aralık Perşembe günü kesinleşmiş derecede olacak. Hafta başından itibaren aktif olmaya başlayacak olan açı yenilikçi, geleceğe yönelmiş, değişime açık şekillenmekte olan enerjileri açığa çıkarıyor ve akıcılık sağlıyor olsada, gökyüzünde Uranüs’ün retro hareketinde oluşu ve Merkür’ün de retro hareketinde oluşunu unutmamak ve hızlı kararlar vermek yerine düşünülmüş kararlar vermek çok daha fayda sağlayıcı olacaktır.

Güneş, Satürn kavuşum

22 Aralık Cuma günü Oğlak burcu yolculuklarının ilk derecelerinde bu iki gezegen arasında bir kavuşum gerçekleşmekte olacak. Satürn ve Güneş arasında olan kavuşum açıları, gerçekçi olmanın, olaylara, durumlara ciddi yaklaşımlarda bulunuyor olmanın etkilerini taşır. Somut olan ile ilgili olmak, hedeflere odaklanmak bu yerleşimin taşıdığı psikolojik süreci ifade eder. Geleceğe yönelik bakış açısını kuvvetlendiren görünüm ciddi, disiplinli, sabırlı yaklaşımlarda bulunmanın gerekliliğine işaret etmekte. Gerçekçi olmanın ve ayağı yere basar istekler, amaçlar içinde olmanın önemi önümüzdeki döneme damgasını vuruyor olacak.

Merkür Retrosu son buluyor

22 Aralık Cuma günü retro hareketini sonlandırma öncesi durağan konumuna geçecek olan Merkür, 24 Aralık Pazar günü Yay burcunda ileri hareketine başlıyor olacak. Merkür’ün durağan olduğu günlerde sorun çıkarmaya yönelik çalışabilecek olduğunu düşünerek karşılaşabileceğimiz uyumsuzluklar, iletişim problemleri, aksamalar gibi aksi durumlara karşı tedbirli olmak faydalı olacaktır. Yeni kararlar almak yerine varolanların üzerine düşünmek, plan ve projelere çok daha titizlikle yaklaşmak,

Sevgiyle kalın…

Diâra B.Efeoğlu

23 Ekim – 29 Ekim Haftası Gökyüzü

062cace57a8d22db706d91a66feb692f
Mars, Terazi burcunda,
22 Ekim Pazar akşam saatlerinde Mars, Terazi burcu ilerleyişine başlamış durumda olacak. Mars bu burçta kendi ifadesinde olan özgür, bireysel, bağımsız hareket etme tarzını ortaya koymakta zorlanır. Diğer unsurlar ile oldukça bağlantılı bir hareket anlayışını benimser ve Mars’ın doğasının dışına çıkan, kendini, kendi isteklerini açıkça ortaya koymakta zorlandığı, kendini net belli etmeyen, uyum gösterme, ortaklık, birliktelik içerisinde hareket etme dürtüsünü arttıran tarzda davranışların açığa çıkmasına neden olur. Olumlu tarafından ortaklıklar, ikili ilişkiler için mücadele eden, efor sergileyen, çabalayan bir hareket tarzının oluşacak olması ile birlikte ortaklıklar, işbirliklerine yönelik hareketlerde artış görülmesi olabilecekken, olumsuz tafından ise, ilişkilerde dengeyi kaybeden, ne istediğine karar veremeyen, sürekli yön değiştirme hali içine düşen bir profil ile karşılaşabilecek olmak mümkün. Bu dönem içinde istekler ve davranışlar arasında denge kurabiliyor olmak ancak yapıcı sonuçlar elde etmeyi sağlayacaktır.
Merkür, Neptün üçgen açısı
24 Ekim Salı günü kesinleşecek olan Merkür, Neptün üçgen açısı, zihinsel fonksiyonlar üzerinde sezgisellik ve yaratıcılık etkisi taşımakta. Merkür’ün Akrep burcundan Neptün ile üçgen açı yapıyor oluşu, sezgiselliği, ilhamı, hayalgücünü, yaratıcılığı, arttıran nitelikte etkiler barındırmakta.
Güneş, Jüpiter kavuşumu
Güneş sisteminin en büyük gezegeni Jüpiter ile yaşamsal enerji kaynağı olan Güneş’in gökyüzünde kavuşum yapıyor oluşları, bu iki büyük gezegenin temel fonksiyonlarının birleşiyor oluşunu ve ortak büyük bir enerji oluşturacaklarını göstermekte. 26 Ekim Perşembe günü Akrep burcunda kesinleşecek olan, güven ve inanç duygusunu ifade eden Güneş, Jüpiter kavuşumu pozitifsel olarak; kendine ve hayata karşı geliştirilen güveni, iyimserliği, inancı çoğaltan ve güçlü amaçların, güçlü hedeflerin oluşturduğu bir nevi yaratıcılık taşıyan sinerjiyi açığa çıkartıyor olacak. Gezegenlerin Akrep burcunda ilerleyişleri içinde bulundukları burcun niteliksel özellikleri ile doğru orantılı olarak, güç ve güven duygusunu derinleştiren, aşkınlaştıran, yoğunlaştıran etkileri arttırıyor olmakta. İki gezegeninde dispozitör gezegeni olan Mars’ın Terazi burcunda hareket ediyor oluşu, dengeyi, uyumu, işbirliğini içeren tarzda hareket etmeye yönelmek gerektiğine işaret etmekte.
Güneş, Akrep Burcunda
23 Ekim Pazartesi günü (08:27) Güneş, Akrep burcu yolculuğuna başlıyor. Bir su grubu burcu olan Akrep burcu, suyun sahip olabileceği derinliğin ve nüfus etme doğasının tüm özelliklerini üzerinde taşır. Sezgileri son derece güçlü olabilen Akrep, kendi içsel gücünü keşfetme ve bu gücü ortaya koyabilmek ile dönüşüm sağlayabilmek odaklı dürtüler ile oluşmuş bir anlayışı ifade eder. Yönetici gezegeni Mars olan Akrep Burcu, fiziksel ve ruhsal olarak mücadele, gayret, güç arayışını, hayatta kalma güdüleri ile birleştiren bir hareket modelini oluşturur. Güneş’in Akrep burcunda ilerlemekte oluşu, derinleşen, yoğunlaşan, güç arayışına yönelen isteklerin vurgu kazanmaya başlayacak olacağını ifade etmekte.
Haftanın günlerine göre baktığımızda;
Pazartesi günü, Akrep burcunda ilerlemeye başlayan Güneş, duygular ve sezgilerin ön plana çıktığı, güç ve kontrol arayışının, güven arayışının önem kazandığı bir dönem içine girmekte olduğumuzu göstermekte. Yay burcunda hareket eden Ay ile birlikte, özgürlük arayışımızın arttığı, gelecek üzerine hedefler belirleme güdüsü içinde olacağımız görülmekte. Öğleden sonraki saatlerde Ay’ın Venüs ile oluşan uyumlu görünümünden bize yansıyacak huzur ve sakin enerjileri değerlendirebilmek mümkün.
Salı günü, Ay, Satürn ile kavuşum yapıyor olmaya doğru yaklaşmakta. Yay burcunda gerçekleşecek olan bu kavuşum Salı günü öğleden sonrasında kesinleşecek (14:55). Almamız gereken sorumluluklar olduğunu hatırlatan, olaylara karşı daha gerçekçi daha ciddi daha duygu kontrolümüzü elimizde tutarak yaklaşacak olacağımız bugün, Ay’ın Kiron ile oluşan kare açısınıda dikkate alarak geleceğe yönelik arzu ettiğimiz yeni oluşumlar için çaba gösterme, mesuliyet ve görev alma içine girebiliriz. Merkür’ün Neptün ile oluşan üçgen açısı, duygular ile gerçekler arasında bağlantıyı doğru kurabilmeye yardımcı olacak olan görünüm yaratıcılığı desteklemekte.
Çarşamba günü, Oğlak burcuna geçiş yapmış olan Ay, Cuma günü öğleden sonra Ay’ın Kova burcu geçişine kadar ki süreç içinde gerçekçi plan ve projelere yöneliyor olacağız. Yeni girişimlerde bulunmak, yeni yapılanmalara doğru bir hareket güdüsü içinde olacağımız Çarşamba günü, Ay’ın da büyümeye başlayan ışığı ile birlikte geleceğe yönelik somut neticeler beklediğimiz işlere başlangıç içine girmek açısından değerlendirebiliriz.
Perşembe günü, Güneş ve Jüpiter kavuşumu güven ve amaç duygusunu yükselten, iyimserlik, kendine inanç ve güç duygusu sağalyan enerjiler taşımakta. Yapıcı olarak yeni girişimler içinde bulunmak, amaçları gerçekleştirme adına hareket geçmek için pozitifsel etki taşıyan bir gün olarak değerlendirmek mümkün. Aynı zamanda ortaklıklar, işbirlikleri, ilişkiler üzerinde olumlu gelişmeler yakalayabilecek fırsatlarıda değerlendirebiliriz.
Cuma günü, Sabah erken saatlerinde Oğlak burcu ilerleyişinin son derecelerinde Ay, Pluto ile kare açı yapmakta olacak. Hem kendimize karşı hem diğer kişilere karşı sert, kırıcı, yıkıcı tarzda davranışlar içine giriyor olmaktan uzak kalmakta fayda var. Cuma günü öğleden sonrasında Ay’ın Kova burcuna geçişi ile birlikte önümüzdeki Pazartesi sabahının erken saatlerine kadarki süre içinde kendimizi çok daha özgürlüğümüzü arayan, geleceğe yönelmiş, yenilik ve gelişim ihtiyacı içinde hissedecek olabiliriz. Ay burada Güneş ve Jüpiter’in kavuşum derecesi ile kare görünüm sergilemekte. Gerek kişisel gerek toplumsal boyutta sorun oluşmasına karşı dikkatli olmakta fayda olan Cuma ve Cumartesi günü, kendimize olan güvenimizin kontrol dışına çıkmasına müsaade etmemek, fazlasıyla duygusal kararların yol açacağı dengesiz, abartılı davranışlar, kararlar içine giriyor olmamakta fayda var. Olumlu açıdan değerlendirildiğinde artan özgüven ile geleceğe yönelik çaba gösterme, istek ve umut ile geleceğe yönelik çaba göstermek gereken işlerimiz için değerlendirebileceğimiz bir gün.
29 Ekim Pazar günü, 29 Ekim 1923 günü Türkiye Cumhuriyetinin ilan edilişinin 94. yılını kutladığımız bugün Kova burcu ilerleyişini sürdürmekte olan Ay, yenilikçi, özgürlük ve bağımsızlık ihtiyacı içeren duygular ile şekillenmekte olan bir güne işaret etmekte. Gerek toplumsal ve yine gerek kişisel boyutta sosyal çevre, arkadaş grupları, sosyal amaçlı gruplara yönelme, grupsal, toplumsal, eşitlikçi amaçlar taşıyan duygular ile hareket etmeye yöneliyor olduğumuz bir günde Cumhuriyet Bayramını kutluyor olacağız. Ay’ın Satürn ile olan uyumlu görünümü sorumluluk ve görev alma anlayışımızı yapıcı olarak kullanabileceğimizi göstermekte.

Cumhuriyetimizin 94. yılı hepimize kutlu olsun…

Sevgiyle kalın…
Dilâra Başar Efeoğlu

 

 

16 Ekim – 22 Ekim Haftası Gökyüzü

DSC_9280.jpg

Merkür’ün Akrep burcuna geçişi, Güneş ve Uranüs arasında oluşmakta olan karşıtlık ve Perşembe günü gerçekleşecek Yeniay ile birlikte beklenmeyeni bekleyebileceğimiz, standart dışı gelişmelere, değişimlere açık olacağımız yeni bir haftaya başlamaktayız.

Güneş, Uranüs karşıtlığı,
Güneş ve Uranüs arasında oluşmakta olan karşıtlık 19 Ekim Perşembe günü kesinlik kazanmakta. Hafta başından itibaren aktif olan açı, beklenmedik, ani gelişen ve sarsıcı etkiler taşıyan olayları gündemimize taşıyacak olabilir. Hızlı gelişen, kontrol edilmekte zorlanılan durumların yol açacak olabileceği zorlayan, değişime mecbur bırakan durumlar ile karşılaşabiliyor olmak olası. İsteklerin oldukça isyankar bir tarzda ve beklemeye tahammülü olmayan, sabırsızca ortaya konulacak olacağı bir zaman dilimini anlatan açının aktif olduğu hafta boyunca gerek kişisel olarak gerek toplumsal olarak bu tür enerjilerin biçimlendirdiği olaylar ile karşı karşıya kalacak olabiliriz. Ne istediğini biliyor olmak, gerçekten istenilen, iyi hesaplanmış şeylerin mücadelesine giriyor olmak önemli görülmekte. Yeniay’a kadar olan günlerde yani 19 Ekim sonrasına kadarki süreçte Ay balzamik fazında olacak ve bu görünüm içinde Güneş’in, Uranüs ile oluşturmaya başladığı karşıtlık çok daha fazla beklenmedik, yıkıcı, kaosa sürükleyen, netlik kazanamayan, güdüsel ve bilinçsizce hareket etmeye müsait ortamların, durumların yol açabilecek etkiler altında olabileceğimizi göstermekte. Hafta başından itibaren özellikle bu tarz durumların yol açabileceği sıkıntılara karşı dikkatli olmakta fayda var.

19 Ekim Perşembe günü Terazi burcunda Yeniay
19 Ekim Perşembe günü (22:11) Yeniay gerçekleşmekte. 26 derece Terazi burcunda gerçekleşen Yeniay Uranüs ile karşıtlık yapmakta. Koç burcunda ve retro hareketini sürdüren Uranüs’ün Yeniay derecesi ile oluşturduğu karşıt açı önümüzdeki süreci şekillendiren en önemli unsur halini almakta. Hızlı gelişmelerin içinde olacağımız Ekim ayı süresince, Yeniay itibari ile birlikte, beklenmeyenin gerçekleştiği, ani, sıradışı gelişmelerin oluşabileceği, varolan durumların üzerinde farklılaştıran değişimler yaşanabileceği bir süreyi göstermekte. Başlangıçlara ve bitişlere kapı açan Yeniay haritası; ani, beklenmeyen, hızlı gelişen yeni kararlara, yeni hedeflere doğru yol alacağımızı göstermekte. İşbirlikleri, ortaklık, birliktelik teması taşıyan ilişkiler üzerinde önemli etkiler getirecek olan Yeniay, hayatımıza yansıyan yeni kararlar, önemli değişimler arifesinde olduğumuza işaret etmekte.

17 Ekim Salı Merkür Akrep burcunda, Jüpiter ile kavuşum yapıyor
17 Ekim Salı günü Merkür Akrep burcuna geçiş yapıyor ve bu burçta ilerleyişine henüz başlamış olan Jüpiter ile kavuşum halinde. Merkür’ün Akrep burcuna geçişi analitiksel zihnin sezgisel ve duyusal güdülerin yoğunlaşan varlıkları ile çalışmaya, işlevsellik göstermeye başlayacağının göstergesi. Olayların altında yatan gerçekleri arayışın ve bilginin, olgunun derinine inen türde işleyen zihin Merkür’ün akrep burcu geçişinin özelliklerini oluşturmakta. Her şeyin üzerinde fazlaca duracağımız, çok daha fazla ince eleyip sık dokuyacağımız, olduğu gibi kabul etmekte zorlanacağımız ve içselleşecek olan bir iletişim dili taşıyor olacağız. Merkür bu burçta hareket ediyor oluşu aynı zamanda derinleşmiş olan duyguların söze dökülebilecek olacağını göstermekle birlikte sözlü, yazılı her türlü iletişim dili üzerinde sert, gerçekleri açığa çıkarmaya yönelmiş, kendi düşüncelerini yıkıcı, kırıcı bir uslup ile dile dökebiliyor olmaya meydan verir olacak. Jüpiter ile kavuşum yapan Merkür bu etkileri oldukça derinleştiren, güçlendiren, açığa çıkmasına olanak veren etkileri arttırmakta. Kendine duyulan güvenin artacak oluşu düşünceleri, gizli tutulan, derinleşmiş hisleri açığa çıkarmak, konuşmak, dile getirmek şeklinde oluşabilecek diyalogların artacak olduğunu göstermekte. Ne söylediğimize, kime söylediğimize dikkat etmemiz gereken bir süreci anlatan Merkür, Jüpiter Akrep burcu kavuşumu süresince, sert, yıkıcı, düşmanca hisler taşıyan tarzda bir iletişim dili kuruyor olmamaya karşı dikkatli olmakta fayda var. Sözler bir ok gibi karşımızdakini yaralayabilir yada biz bu tarz bir iletişim diline maruz kalacak olabiliriz. Gerçeklerin konuşulmak istendiği bu süreci, psikolojik olarak derinleşmiş olan hislerin ortaya çıkarılması, karşılıklı olumlu bir zemin arayışı içinde konuşulması dönüştürücü, şifalandırıcı etkisi ile olumlu olarak kullanılabilinir.

Mars, Terazi burcunda
22 Ekim Pazar akşam saatlerinde Mars, Terazi burcu ilerleyişine başlıyor. Mars bu burçta kendi ifadesinde olan özgür, bireyci, bağımsız hareket anlayışını ortaya koymakta zorlanır. Diğer kişiler ile oldukça bağlantılı bir hareket anlayışını benimser ve bu tür bir hareket anlayışı Mars’ın doğasının dışına çıkan, kendini, kendi isteklerini açıkça ortaya koymakta zorlandığı, kendini net belli etmeyen, uyum gösterme, ortaklık, birliktelik içerisinde hareket etme dürtüsünü arttıran tarzda davranışların açığa çıkmasına neden olur. Olumlu tarafından ortaklıklar, ikili ilişkiler için mücadele eden, efor sergileyen, çabalayan bir hareket tarzının oluşacak olması ile birlikte ortaklıklar, işbirlikleri, birliktelikler adına oluşturulacak yapıcı bir hareket tarzı gelişecek diyebiliriz. Olumsuz tarafından ise, ilişkilerde dengeyi kaybeden, ne istediğine karar veremeyen, sürekli yön değiştirme hali içine düşen bir profil ile de karşılaşabilecek olmak mümkün. İstekler ve davranışlar arasında denge kurabiliyor olmak ancak yapıcı sonuçlar elde etmeyi sağlayacaktır.
Haftanın günlerine göre baktığımızda;
Pazartesi günü, Başak Burcunda hareket eden Ay’ın Neptün ile oluşturduğu karşıt açı ile başlayan gün boyunca, kendimizi bir konuya odaklamakta zorlanabilir, çok fazla ayrıntı ve detay içinde kaybolan, hayal dünyasına çekilen, zihinsel ve duygusal karmaşa yaşıyor halde bulabiliriz. Duygular ve zihin arasında orta noktayı koruyabiliyor olmak, mantıksal yaklaşımları kaybetmemeye çalışmak önemli görülmekte. Ay’ın Pluto ile olan üçgen açısı derinleşen, kuvvetlenen duygu dünyasının habercisi.
Salı günü, 17 Ekim Salı günü Merkür Akrep burcuna geçiş yapıyor ve bu burçta ilerleyişine henüz başlamış olan Jüpiter ile kavuşum halinde. Merkür’ün Akrep burcuna geçişi analitiksel zihnin sezgisel ve duyusal güdülerin yoğunlaşan varlıkları ile çalışmaya, işlevsellik göstermeye başlayacağının göstergesi. Merkür’ün Akrep burcunda etkilerini yazının ilk paragrafında bulabilirsiniz. Salı günü sabah saatlerinde Kiron ile karşıtlık oluşturan Ay, Satürn ile t-kare oluşturmakta. Aradığımız güven ve huzuru, düzeni bulmakta zorlanacağımız bugün, Ay’ı dispozite eden gezegen olan Merkür’ün Akrep burcuna geçmiş oluşu ile birlikte duygusallaşan, hassaslaşan ve kendini koruma altına alma güdüsü fazlalaşan bir ruh hali oluşturuyor olacağız. Duygusal olarak kuramadığımız denge kalıcı sorunlara, düzen bozulmalarına sebep olabilir. Ay’ın Salı günü akşam saatlerinde Terazi burcuna geçişi ile Salı ve Çarşamba günü, olayların içerisinde işbirliklerine ihtiyaç hisseden, anlaşma ve uyum beklentisi güdüsü taşıyor şekilde şekillenen duygu dünyamız Ay’ın Balzamik fazına girmiş olması ile birlikte kendi iç dünyamıza çekildiğimiz, gelecek hakkında düşünmeye başladığımız, yeni oluşumlara, yeni başlangıçlara doğru yönelme dürtüsü taşıyor olacağımızı göstermekte.
Perşembe günü, Güneş ve Uranüs arasında oluşmakta olan karşıtlık 19 Ekim Perşembe günü kesinlik kazanmakta. Hafta başından itibaren aktif olan açı, beklenmedik, ani gelişen ve sarsıcı etkiler taşıyan olayları gündemimize taşıyacak olabilir. Hızlı gelişen, kontrol edilmekte zorlanılan durumların yol açacak olabileceği zorlayan, değişime mecbur bırakan durumlar ile karşılaşabiliyor olmak olası.Bu açı hakkında yazının ilk paragrafında bilgi bulabilirsiniz.
19 Ekim Perşembe gecesi (22:11) Yeniay gerçekleşmekte. 26 derece Terazi burcunda gerçekleşen Yeniay Uranüs ile karşıtlık yapmakta. Ekim ayı süresince, Yeniay itibari ile birlikte, beklenmeyenin gerçekleştiği, ani, sıradışı gelişmelerin oluşabileceği, varolan durumların üzerinde farklılaştıran değişimler yaşanabileceği bir süreç içine girdiğimiz görülmekte.
Cuma günü, Akrep burcu ilerleyişine başlayan Ay, Cuma, Cumartesi ve Pazar günü öğleden sonrasına kadarki süreçte duygusal olarak güvende olmak, güçlü olmak, olaylar üzerinde kontrol geliştirebiliyor olmak dürtüleri ile hareket ediyor olacağımızı göstermekte. Sezgisel ve duygusal davranışların öne çıkacak olduğu bugünler Yeniay’ın açığa çıkardığı güdüsel davranışlar içinde olma, plansız, temkinsiz hareket etme tarzı davranışlar içine girebilecek olacağımızı göstermekte. Ancak yoğunlaşan mücadele arzumuzu doğru ve planlı bir şekilde isteklerimize, amaçlarımıza yönlendirmek kalıcı başarılar sağlayabilir.
Cumartesi günü, sabah erken saatlerde Ay’ın Neptün ile uyumlu açısı yapıyor oluşu ve sonrasında öğleden sonraki saatlerde Kiron ile de uyumlu açı yapacak olması yaratıcılığı ve hayal gücünü besleyen, arttıran enerji akılı olarak olumlu durumlar sergileyecek olabileceği gibi fazlasıyla hayal dünyası içinde olmak, gerçeklerden kopmak gibi aşırı duygusal durumlara yol açıcı olabilir. Bu yönden dikkatli olmak özellikle Mars ve Güneş’in içinde bulundukları burçların son derecelerinde olacakları Cumartesi ve Pazar günü oldukça önemli görülmekte.
Pazar günü, Öğleden sonraki saatlerde Yay burcu ilerleyişine başlayan Ay, dışadönük, aktif ve kendini, duygularını çok daha rahat ifade edebilen bir yapı getirecek. Artan özgürlük ve yenilik ihtiyacı, kendi doğrularını oluşturma güdüsünü arttırmakta. 22 Ekim Pazar akşam saatlerinde Mars, Terazi burcu ilerleyişine başlıyor. Mars bu burçta kendi ifadesinde olan özgür, bireyci, bağımsız hareket anlayışını ortaya koymakta zorlanır. Diğer kişiler ile oldukça bağlantılı bir hareket anlayışını benimser ve bu tür bir hareket anlayışı Mars’ın doğasının dışına çıkan, kendini, kendi isteklerini açıkça ortaya koymakta zorlandığı, kendini net belli etmeyen, uyum gösterme, ortaklık, birliktelik içerisinde hareket etme dürtüsünü arttıran tarzda davranışların açığa çıkmasına neden olur. Mars’ın Terazi burcunda ilerleyişi hakkında yazının ilk paragrafında bilgi bulabilirsiniz.

Sevgiyle kalın…

Dilâra Başar Efeoğlu

 

 

 

 

 

 

Tanrı “RA” , İçimizdeki GÜNEŞ

9572330045_1a119df100_b - Copy.jpg

Tanrı “RA” , İçimizdeki GÜNEŞ

Dünya üzerindeki yaşamsal oluşuma ana enerji kaynağı olan Güneş, çok eski zamanlardan bu yana hayat veren kozmik bir ışın kaynağı olarak farkedilmiş, kutsallaştırılmış ve mitolojik semboller ile bedenlendirilmiştir.

Antik Mısır medeniyeti mitolojisinde bir şahin kafası ve kafasının üzerinde taşıdığı güneş diski ile canlandırılan Güneş tanrısı “RA” tüm diğer tanrı ve tanrıçaları kendinden yaratan tanrıydı. Tanrı RA, kendi kendini yaratmış olandı, yaratılmamış olan ve sonsuz ruhtu. Diğer tanrı ve tanrıçalar, Güneş tanrısı “RA” ya ait olan parçalardı, onun tarafından, ondan yaratılmışlardı ve tüm bu parçalar tanrı RA’ da bütünleşmekteydiler. Güneş’ e addedilen yaratılmamış olmanın ve yaratmanın ilahi gücü, Güneş’in sistemin odağında, ana kumandasında oluşunu ve hayat için gereken yaşamsal kaynağı sağlayan vazgeçilemez unsur oluşunun fark edilişi ile başlamaktaydı. Güneş’in, ruhun yaratıcılığını yansıtan enerjisini astroloji tarihsel geçmişinden günümüze kadar taşımaktadır.

Tanrı RA, evren henüz bir kaos halindeyken, her yer kopkoyu bir karanlık içindeyken ve ne yer, ne gök, ne insan bulunmazken kutsal tepeye yerleşmiş ve karanlığa karşı kendi nurunu yaratmıştı. Ra’nın ışınları ile aydınlanan evren, karanlık kaosundan kurtuldu. Ve tanrı Ra bedeninden ayırdığı parçalar ile diğer tanrı ve tanrıçaları yarattı. Böylece yer, gök ve insanlar varoldular. Bilimsel araştırmalar; bugün için Güneş sistemindeki diğer gezegenlerin meydana gelen bir patlama sonucunda oluştuğu teorisini geliştirmekte. Büyük patlama sonucunda Güneş’in etrafında oluşan geniş bir disksel alanın üzerinde Dünya’nın da dahil olduğu diğer gezegenler ve gökcisimlerinin oluşmuş olmasından bahsetmekte. Güneş’in cisimcikleri ile oluşmuş olan Güneş sistemi, Tanrı Ra’nın bedeninden oluşmuş diğer tanrı ve tanrıçalar, gezegenler ve gökcisimleri ile mistik bir benzerlik çizmekte.

Antik Mısırlılar, Tanrı Ra’nın yeryüzünde insanların yaşayabilmesi, nefes alabilmesi için 4 büyük rüzgarı oluşturmuş olduğuna ve Nil nehrinin taşmasını böylece sağladığına inanmaktaydılar. Mısır medeniyeti için hayati önem taşıyan Nil nehrinin taşması sonrasında çekilen sular geriye bereketli, verimli topraklar bırakmaktaydı. Güneş Tanrısı Ra’nın ilahi gücü karşısında Mısır firavunları kendilerini tanrı Ra’nın oğlu olarak ilan etmeye, onun soyundan geldiklerini söylemeye başladılar. Onun yüce makamına yakın olmak arzusu ile Güneş Tanrısı Ra için tapınaklar inşa etmekte ve artık Antik Mısır halkı tarafından tanrısal özellikler taşır olarak anılmaktaydılar.

Ra hayat bahşeden bir tanrıydı, yaşam veren ışıklarını adil ve cömert bir şekilde kimseyi ayırıma tabii tutmadan eşit bir şekilde dağıtır ve sonrasında batı ufkundan yeraltındaki yaşama geçerdi. RA, öğlen vakti güneşin tam tepede bulunduğu ve tüm haşmeti ile göründüğü zamanın adıydı. Sabah saatlerinde çocuk, öğlen saatlerinde olgun, akşam saatlerinde yaşlı olarak görülmekteydi. Batı ufkunun altı, burası ölüler diyarıydı. Güneş tanrısı RA, geceleri ölüler diyarına indiğinde yeryüzünü aydınlatması için yine kendinden bir parça ile Ay Tanrısı Thot’u yaratmıştı. Böylece gündüzlerin tanrısı Ra, gecelerin tanrısı Thot oldular.

Tanrı Ra’nın iki şafağı bulunmaktaydı. Biri her sabah doğu ufkunda beliren şafağı, bu şafak yaşayanlar içindi. Doğu şafağı, yeniden doğuşu, canlanmayı, dirilişi, bedenlenmeyi ifade etmekteydi. Diğer şafak batı şafağı, bu şafak ölüler diyarı içindi. Astroloji de doğu ufkunun yükselen (ASC) olarak tanımlanıyor ve batı ufkunun alçalan (DSC) olarak tanımlanıyor oluşunun sembolizmasının yaratılışını burada açıkça görmekteyiz. Batı ufkunun altı, burası ölüler diyarıydı. Ölüler diyarında gece boyunca yolculuk yapan tanrı Ra, kendisinin görevlendirdiği yeraltı tanrısı Osiris’in sorgusundan geçebilen ruhlar ile görüşebileceği katına çıkar, tekrar doğu ufkundan görünür ve yaşamı canlandırırdı. Tekrar doğuşun, yenilenişin, dirilişin sembolizmasını taşıyan bu mit ile antik Mısırlılar, nasıl yeryüzünde bir Nil nehri varsa , gökyüzünde de bir nil nehrinin var olduğunu ve tanrı RA’nın gemisi ile birlikte bu nehirde dolaşmakta olduğunu varsaymaktaydılar. Gece ve gündüzü oluşturan bu dolaşım ruhun yaşam, ölüm ve tekrar diriliş döngüsünü de ifade etmekteydi.

Tanrı RA ölülüler diyarına geçtiğinde onun ölülere yaşam bahşetmesini ve tekrar dirilişlerini sağlamasını engellemek isteyen karanlık güçler ile savaşmak zorunda kalıyor fakat her defasında bu karanlık güçleri yenmeyi başarıyordu. Ona en büyük zorlukları çıkaran dönüşümü simgeleyen Apopis yılanıydı. Bu büyük devasa yılan Tanrı RA’nın doğu ufkundan yükselmesini engellemeye çalışır fakat RA, her defasında Aposis’i yener ve doğu ufkundan yükselen ışınları ile birlikte gündüzü, kaçınılmaz dönüşümü, yeniden doğuşu başlatırdı.

“Kalpleri batıyı düşünmeyecek şekilde yaptım” deyişi ile Güneş Tanrısı RA, insanların batı ufkunun altını yani ölümü değil, doğu ufkunun üstünü, yeryüzünü düşünecek, varoluşsal özlerini, canlılık, yaşam sevgisi ve istek ile gerçekleştirecek olacaklarına işaret etmiş olmalı. Güneş tanrısının kendi yaratıcılığını gerçekleştirmesine izin verdiğimizde ve bizler herbirimiz kendi Güneş’imizin izlerini takip ettiğimizde içimizdeki Güneş tanrısının özümüzle bütünleşiyor olduğunu çok daha yakından hissedebiliriz.

Dilâra Başar Efeoğlu

Faydalanılan Kaynak: http://media.turuz.com/Turkologi/Tarix/2011/357-Misirlilarin_Dini_Inanc_Ve_Adetleri_(Milatdan_Onceki_Devirler)_(Hasan_Ergin)_(Ankara-2007).pdf

 

 

 

24 Temmuz – 30 Temmuz Haftası Gökyüzü

Kosmos,Zamanda Yolculuk
24 Temmuz haftasına hafta sonu (Pazar günü) Aslan Burcunda gerçekleşmiş olan Yeniay’ın, geleceğe odaklı, dışa dönük güçlü enerjisi ile başlamaktayız.

Güneş ve Mars’ın kavuşum açısı gökyüzünde aktif konumda. Perşembe günü kesinleşmiş dereceye gelecek olan kavuşum, yükselen enerjiyi ifade etmekte. Kavuşumun yarattığı yüksek enerji ile Yeniay’ın güdüsel olarak arttırdığı hareket ve eylem arzusunun birleşiyor oluşu fiziksel ve ruhsal büyük bir enerjiyi açığa çıkarmakta. Doğru kanalize edildiğinde kavuşumun açığa çıkardığı cesaret, güç ve azim faktörleri olaylara ivme kazandırmak için oldukça verimli enerjisel alan sağlamaktalar. Diğer taraftan Güneş, Mars kavuşumu isyankar, uzlaşma yanlısı olmayan, dikbaşlı, kendi doğrusunda ısrar eden, baskıcılık sergileyen türde enerjileri de açığa çıkartmakta. Eylemsellik ve agresiflik içeren türde davranışlara hazır bir zemin içinde olduğumuzu ifade etmekte.

Geçtiğimiz hafta sonundan itibaren etkisini aktifleştirmiş olan bir diğer gökyüzüsel konum Venüs ve Satürn arasında oluşmakta olan karşıtlık açısı. Retro ilerleyişinde olan Satürn, içsel sorgular ve geçmişin hesaplaşması ile yeniden şekillendirmekte olan hayatlarımızı şimdi Venüs ile karşıt açıya gelerek, sevgi ve değer üzerine oluşturulacak sorgulamalar içerisine almakta. Özellikle ilişkiler üzerine yansıyabilecek olan karşıtlığın etkisi Satürn’ün taşıdığı gerçekler ile yüzleşme ilkesini taşımakta. Geçmişin etkilerini barındıran olaylar, kişiler ve duygular ile karşılaşma olasılığımızın yüksek olacağı bu dönem, gerek kendimize gerek ilişkilerimize yönelen bakış açımız sevgi ve aradığımız değer anlayışının üzerine odaklanıyor olacak. Bu açı hakkında ayrıntılı yorumuma https://dilaraefeoglu.wordpress.com/2017/07/21/sevgi-ve-deger-anlayisimiz-sorgulaniyor/  linki ile ulaşabilirsiniz.

Terazi burcunda ilerleyen Jüpiter ile Oğlak burcunda retro hareketini sürdüren Pluto arasında yaklaşan kare açı, iki gezegeninde yavaş hareket ediyor oluşu ile etkisini geniş bir döneme yaymakta. Geçtiğimiz haftada aktif olan açının etkilerini içinde bulunacağımız 24 Temmuz haftası çok daha fazla hissetmeye başlayacağız. Jüpiter, Pluto kare açısı 3 Ağustos Perşembe günü kesinleşmiş derecesine ulaşacak. Bu iki gezegenin oluşturduğu kare açının dönemsel önemli etkileri hakkında yazımı https://dilaraefeoglu.wordpress.com/2017/07/21/jupiter-pluto-dongusu-son-kare-fazinda/ adresinden okuyabilirsiniz.

Pazartesi günü, Aslan burcunda ilerleyişini sürdüren Ay, kendimizi güçlü, enerjik ve yeniliklere açık hissedeceğimizin göstergesi. Gerçekleştirmek istediğimiz amaçlarımız doğrultusunda, artan güven duygumuz ile birlikte hedeflerimize, isteklerimize odaklanıyor olacağız. Geleceğe yönelik planlara, yeni alacak olduğumuz kararlara doğru yükselen amaç duygumuz bu hafta içinde oldukça ön plana çıkıyor.
27 Temmuz Perşembe günü kesinleşecek olan Güneş, Mars kavuşumunun (02:55) etkileri gökyüzünde aktif. Artan fiziksel enerjimiz ile birlikte, ne istediğini bilen, isteklerini kararlılıkla elde etmenin cesaret ve azmine sahip olan türde enerjilerin yükselişi, mücadele ve gayret duygumuzu arttırmakta. Hedeflerimizi gerçekleştirme gayret ve çabası içinde pozitifsel sonuçlara ulaşabilmek için öfkeli, sabırsız, kontrolsüz hareket etmek yerine, kararlı, inisiyatif sahibi ve cesaret içeren tarzda hareket ediyor olmak fayda getirici olacaktır.

Salı günü, Aslan burcunun son derecelerinde olan Ay, Satürn ve Uranüs ile büyük üçgen oluşturmaktalar. Uyumlu enerjilerin akışını ifade eden büyük üçgen, yeni başlangıçlara açıklık sağlayan enerjileri yansıtmakta. Değişime hazır ve istekli olmayı ifade eden açılar, değişimin kolayca hayatlarımıza akacak olabileceğinin de göstergesi. Satürn’ün retro konumunda oluşunu gözden kaçırmamak ve geleceğe ait planlarda gerçekçilik, kalıcılık ve sürdürebilirlik arıyor olmak oldukça önemli görülmekte. Yeniay ile birlikte geleceğe yönelik atacağımız adımlarda bu kriterleri iyi değerlendirmeye almak önemli dikkat gerektirmekte.
Akşam saatlerinde kesinleşecek olan Venüs, Satürn karşıtlığı (18:00), özellikle ilişkiler üzerinde oluşabilecek sorunlara işaret etmekte. Hafta sonundan itibaren etkisini hissettirmeye başlayan açı, sevgi ve değer anlayışımızı sorgulayabileceğimiz bir süreç içinde, ilişkiler üzerinde oluşabilecek bazı sorunlara işaret etmekte. Açıyı dispozitörü ile birlikte değerlendirdiğimizde, ilişkilere ait tutumlarımızda ilişkinin kontrolünü tek taraflı olarak elde tutma güdüsü içinde olmak fazla talepkar olmak gibi baskın tavırların getirebileceği sorunların ilişkiye yansıyor oluşu ile karşılaşabiliriz.

Çarşamba günü, Merkür burç değiştiriyor. Yöneticisi olduğu Başak burcuna geçiş yapan Merkür bu burçta zihinsel ve iletişimsel yönünü kendi doğasına uygun olarak rahatça ortaya koyacaktır. Merkür, Başak burcunda iken, somut, gerçekçi, analizci bir zihinsel yapıyı çizer. Aslan burcunda ortaya koyduğu kendine güvenen, ateşli, coşkulu söylevlerin, iletişim tarzının yerini, temkinli, detaycı, sabırlı bir yapıya bırakacaktır. Ay’ın da Başak burcunda ilerleyeceği Perşembe akşam saatlerine kadar, duygusal olarak kendimizi huzursuz, güvensiz ve kararsız hissedecek olabiliriz. Bu burcun ayrıntıcılık ve analizcilik güdüsünü ile mükemmelliyetçilik duygularına sürüklenecek olabilir ve gerek kendimize gerek etrafımızda gelişen olaylara karşı fazlaca güvensiz ve eleştirel kalacak olabiliriz.

Perşembe günü, Güneş ve Mars kavuşumu ile başlayan gün, enerjik, aktif ve bireyselliği öne çıkaran etkileri ön plana taşımakta. Tüm hafta aktif olan Güneş, Mars kavuşumu girişimci, cesaretli, kendinden emin türde yoğunluk taşıyan bir yapı çizmekte. Ay’ın hilâl fazına geçişi ile hedef ve amaçlarımızı gerçekleştirme duygularımızın güdüsel yönünü çok daha rahat bir şekilde kontrol altına alabilir ve daha akılsal kararlar ve tutumlar içinde olabiliriz. Kararlarımızı gözden geçirmek ve uygulama koymak adına değerlendirilebilecek bir gün. Akşam saatlerinde (18:38) Ay, Terazi burcuna geçiyor. Terazi burcunun ana ilkesi uyum’dur. Pazar günü sabah erken saatlerine kadar bu burçta hareket edecek olan Ay, uzlaşma ve uzlaştırmacı bir yapı çizmeye yönelik duygular içinde olacağımızın göstergesi.

Cuma günü, Ay, Jüpiter ile kavuşuma doğru ilerlemekte. Terazi burcunda hareket eden Jüpiter, bu burçta adalet, eşitlik, ilkeli düzen arayışı içinde olma duygularını öne çıkarmakta ve büyütüp, genişletmekte. Ay’ın Jüpiter ile yaklaşan kavuşumu, adalet, düzen, özgürlük, eşitlik yönünde artan duygusal arayış ve ihtiyaçlarımızın yoğunlaşacağı bir zaman dilimi içinde olacağımızı anlatmakta. Cuma gece yarısı sonrasında (01:34) Ay, Jüpiter kavuşumu kesinleşmiş dereceye gelecek. Ay, toplumun genelini, halkı ve daha ağırlıklı olarak toplumda kadın figürleri sembolize eder. Huzur, adalet ve güven ihtiyacı içinde olduğumuzu gösteren kavuşum toplumsal olarak da artan bir şekilde uyum ve denge arayışı içinde olduğumuzun ifadesi.

Cumartesi günü, (01:34) Ay, Jüpiter kavuşumundan kısa bir süre sonra Uranüs ile karşıtlığa doğru gitmekte. Bu açının yarattığı etkiler ile şekillenecek olan Cumartesi günü, özgürlük, eşitlik, yenilik, bağımsızlık ihtiyacımızın arttığı ve içinde bulduğumuz şartlara karşı geliştirilebilecek olduğumuz, değişimci, isyankar, yenilikçi, bakış açısının göstergesi. Duygusal istikrar sağlamakta zorlayabilecek olan açının etkisi Pazar gününe değin sürüyor olacak.

Pazar günü, Ay, Akrep burcuna geçiyor (03:23). Ay bu burçta iken duygular derinleşir ve yoğunlaşır. İçe kapanıklık sergileyen Akrep burcundaki Ay, Pazar gün boyunca, Güneş ve Mars kavuşumu ile kare açı yapıyor olacak. İçselleştirilmiş, bastırılmış duyguların ortaya çıkaracağı gerilim ve krizlere açık olabiliriz. Duygusal reflekslerimizi kontrol etmekte zorlanabileceğimiz, öfkeli ve sinirli bir yapı çizecek olduğumuz bugün yıkıcı, zarar getirebilecek olabilecek ani karar ve davranışlara düşüyor olmamaya karşı dikkatli olmakta fayda var. Öfke kontrolünü elde tutabiliyor olmak ve cesaret, kendine güven duygusunu dengeli kullanabiliyor olmak önemli görülmekte.

Sevgiyle kalın…

Dilâra B.Efeoğlu

Aslan Burcu

1682a01c8fe97c121991b729f2e1409f - Copy

Güneş, Aslan Burcunda

Antik Yunan mitolojisinin Herakles’i , Roma mitolojisinin Herkül ismini alan ünlü kahramanı daha doğduğu andan itibaren tanrısal bir kuvvete sahiptir. Aslan takım yıldızı ile ilintilenen öyküsünde Herakles, Aslan Burcunun, kendi egemenliğini sağlamak, gücünü sergilemek ve yönetmek amacı taşıyarak yeryüzüne gelmiş olmanın arketipsel efsanevi kahraman yüzünü ortaya koyar şekilde karşımıza çıkar.

Aslan Burcunu oluşturan en temel ilke yaratım ifadesidir. Sistemin merkezine yerleşmiş Güneş’in yöneticiliğine verilmiş olan tabiatı ile bu burç, sistemi organize etmek ve yönetmek arzusunun güçlü güdüsü ile yönetkenliğini ortaya koymak isteyecektir. Aslan burcu için yaratım gücü ve hükmetme gücü aynı kavramları çağrıştırır. Yaratım gücü olan hükmetme gücüne de sahiptir. Dünyayı bir sahne olarak algılayan bu burç kişisi, sahne üzerinde kendi yaratıcılığını, gücünü, egemenliğini, farklılığını sergileme güdüsü içinde davranış ve tutumlar gösteriyor olacaktır.

Sabit ve bir ateş elementi burç olan Aslan’ın doğası ona; kararlılık, kendinden eminlik, cesaret ve coşku katar. İnisiyatifi ele alma güdüsü güçlü olan Aslan burcu, karar veren konumunda olan kişi olmalıdır. Başkalarının aldığı kararlar yerine kendi aldığı kararların uygulanır olabilmesi Aslan burcu için neredeyse hayati önem taşır. Başkalarının kararlarına uymakta zorluk çeken bu burç kendi aldığı kararların uygulanması konusunda otoriter davranışlar sergileme yönünde ısrarcı olabilecektir.

Kendine güveni yüksek olan Aslan burcunun en vazgeçilmezi olan duygusal ihtiyaçlarını; saygı görmek, gurur verici olmak ve takdir edilmek oluşturur. Aslan burcu için gururu çok önemlidir. Gururunu zedelediğini, incittiğini düşündüğü herhangi bir kişi yada olay onu kolayca öfkeye sürükleyebilir. Otoritesini kaybetme ve takdir görememe korkusu Aslan burcunun en zayıf yönlerinden biridir. Bu burç kişisinin ihtiyaç hissettiği takdir edilme duygusuna dair oluşacak tatminsizliği onun kendi kabuğuna çekilmesine, dış dünyaya karşı bir küskünlük hali içine girmesine neden olacaktır. Aslan burcu ancak kendi içsel gücü ile karşılaşmak ve içsel gücünün farkına varmak sonrasında dışsal takdirler aramak ihtiyacından vazgeçecek ve kendi duygusal bütünlüğünü sağlar olacaktır.

Efsaneye göre 12 görevi yerine getirmekle cezalandırılan Herakles, etrafa dehşet saçan, güçlü, yenilmez Nemea aslanını yenmek için onunla zorlu bir güreş içerisine girer ve onu öldürmeyi başarır. Aslanın postunu yüzmesi gereken Herakles tüm uğraşılarına rağmen postu yüzmeyi başaramaz, çabasından vazgeçmeyen Herakles, aslanın postunun ancak yine aslanın kendi pençeleri ile yüzülebilir olduğunu anlar ve aslanın postuna ancak böylece sahip olur. Sahip olduğu aslan postuna bürünen Herakles, Nemea aslanının ruhsal gücüne de sahip olmuştur. Bu mit, Aslan burcunun kendi içsel gücünü ancak kendi çabaları ve kendi içsel yolculuğu ile kazanacak olduğunun bir göstergesi niteliğini taşımakta.

Aslan burcunun yapısı güçlü bir cömertlik barındırır. Ona ihtiyacı olduğunu düşündüğü herkes için yardıma hazırdır. Bu burç kişisi iyilik yapmaktan ve cömert yüreğini sergilemekten kaçınmayacaktır. Değer görme beklentisi oldukça yüksek olan Aslan burcu için en büyük tuzak arzu ettiği değeri hissediyor olabilme güdüsü içinde fazlaca onay ve takdir bekleme, beğenilme arzusu arayışı içine girmesi ile oluşur. Kendi özünde varolan gücü ile bağlantısını sağlayabiliyor olması Aslan burcunun dışsal duygusal tatmin arayışlarının kontrolünü ele geçirmesine olanak sağlayacak ve onu bu tür tuzak davranışlar ve tutumlardan uzak tutacaktır.

Aslan burcunun yönetkenlik güdüsü onun iyi bir yönetici olmasının sağlayıcısıdır. Lider pozisyonunu temsil eden bu burç kişisi, sahip olduğu organizasyon becerisi ile ekip yöneticisi olma pozisyonunu aldığı alanlarda başarılı çalışmalar sergileyecektir. Sinema ve tiyatro gibi sahne sanatı içeren uğraşlar bu burç kişisinin yaratıcılığını, performansını sergileyebileceği bir platform halini alarak mesleki uğraşlar haline gelebilirler. Aslan burcu renkler ve biçimlere olan ilgisi, görsel sanatlara olan yatkınlığı ile sanatsal uğraşlar içerisinde de bulunabilecektir. Grafik tasarımcılığından, iç dekorasyon tasarımı, web sitesi tasarımı bu burç için çalışma alanı halini alır olacaktır. Aslan burcu kişileri kendi varlıklarındaki gücü ve yaratıcılığı başkalarında da görmek isterler, çocuklar ile olan diyaloglarında başarılı olan, hayata karşı yaşama sevincini, neşesini kaybetmeyen bu burç kişisi bu açıdan iyi bir öğretmen de olabilir. Bedenin kalp çakrasına hizalanan Aslan burcu , vücutta sırt, kalp, göğüs ve göğüs boşluğunun yöneticisidir.

Dilâra B.Efeoğlu

 

3 Temmuz-10 Temmuz Haftası

a805b677f4e875074c380baab274fcc0

Kendi içimizde saklı duran güç arzusu ve güç korkusu ile yüzleşiyor olmaya hazır olmamız gereken bir hafta içerisinde olacağız.

İçinde bulunduğumuz 3 Temmuz-10 Temmuz haftası günleri astrolojik olarak zorlu enerjiler altında olacağız. Mars’ın Pluto ile olan karşıtlığı ile başlayan hafta içerisinde, Mars ile kavuşuma doğru ilerleyen Güneş, Pluto ile yapacağı karşıtlığa yaklaşmakta. 9 Temmuz günü Oğlak burcunda oluşacak olan Dolunay oldukça etkili gezegen dizilimi görünümleri sergilemekte. Dolunay zamanlarının bir karşıtlık ilkesi taşıdığını ve açığa çıkan, net olarak görülmeye dönük , kendini en belirgin şekli ile farkettirmeye başlayan olaylar ve gelişmelere yatkınlık sergilediğini düşündüğümüzde içinde bulunacağımız haftabaşı itibari ile yeni gelişmelere açık bir süreçte olduğumuzu söyleyebiliriz. Gergin, zorlu, çatışmacı, riske ve tehlikeye açık enerjilerin hakimiyetinin ön plana çıkacağı bu hafta içinde, iradeyi doğru yönlendirebiliyor olmak, düşünmeden harekete geçmiyor olmak, artan fiziksel gücü doğru kanalize edebiliyor olmak oldukça önemli. Kendi içimizde saklı duran güç arzusu ve güç korkusu ile yüzleşiyor olmaya hazır olmamız gereken bir hafta içerisinde olacağız. Güç kavramı üzerine düşünmek, güçlü olmanın aslında bizim için ne demek olduğunu, gücün bize ne ifade ettiğini kendi zihnimizde çözümlemeye çalışmak oldukça önemli. Gerek kendimizin sergiliyor olduğu gerek kendimiz üzerinde oluşmasını kabul ettiğimiz, izin verdiğimiz bize hakim olan güç kavramlarına çok daha farkındalıklı ve gerçekçi bakış açısı ile bakmamız gereken bir süreç içindeyiz. Bizlere bir ayna görevi görebilecek şekilde gelişen durum ve olaylardan farkındalık kazanarak çıkabiliyor olmak ile oluşacak olan enerjileri bir farkındalık yaratma modeline çevirmek mümkün.

https://www.instagram.com/dilarabasarefeoglu

 

Güneş-Satürn karşıtlığı

3c40dd7d06ad46797f00857d2489c6e6.jpg

Özgüvenimizi tekrar inşa etmek, otoriteyi dışarıda aramak yerine kendi kendimizin otoritesi olabileceğimizi bilmek, kendimize inanmak, özbenliğimizi sevgiyle kabul etmek ve artık gelecek korkusundan sıyrılıp benliğimizi tüm ışığı ile ortaya koyabiliyor olmanın güvenine ulaşmak için gereken tek ve en önemli şey farkındalık, gökyüzünün konumu bize bunu hatırlatıyor. Zorlu enerjiler hakim fakat her zaman ne olduğuna değil niye ve neden olduğuna baktığımızda çözümde kendiliğinden gelir.

Gökyüzünde Güneş – Satürn karşıtlığı aktifleşmeye başladı. Bu açı 15 Haziran Perşembe günü kesinleşen dereceye gelecek ve etkinliğini 20 Haziran gününe dek sürecek. Yaşam enerjisinin temel kaynağı olan Güneşin, sıcak, enerjik, aktif doğasının karşına geçmiş duran Satürn soğutan, pasifize eden, engeller koyan enerjileri ile yaşamsal enerjimize blokajlar yaratır durumda. İkizler burcunda Güneş, araştırmak, bilgi toplamak, öğrenmek ve tüm bunları aktarmak, paylaşmak, dağıtmak üzerine hareket eder. Güneş’in bu yerleşimi iletişimin, zihinsel faaliyetlerin öne çıktığı bir zaman dilimi içinde olduğumuzu anlatmakta. Merkür’de Güneş ile kavuşuma gitmekte. Yay burcu yolculuğunu sürdüren Satürn, şimdi Güneş’in tam karşısında ona karşı duruş sergilemekte. Ve gökyüzünde bu iki burç aksında 9 Haziran’da gerçekleşmiş olan dolunayın enerjisi var. Farkındalığımızı artık geliştirme yolunda son kulvar içine girmiş olmak, gökyüzünün bize vermek istediği mesaj halini almış durumda.
Bir şeyler yada biri tarafından engelleniyor gibi hissettiğimiz, önümüze setler koyan, ileri gitmemize sınır getiren, mesafeler, uzaklıklar koyan türde enerjileri hayatlarımıza yansımış şekilde görebiliriz. Kendimizi ifade etmenin oldukça zor olmaya başladığı birkaç günlük bu süreçte, karamsar, yılgın ve benliğimize duyduğumuz güvenimizi kaybetmiş bir şekilde, kendimizi dış ortamdan izole etme arzusu ile karamsar, depresif, melankoliye meyilli bir ruh hali içinde girecek olabiliriz.
Yay burcu geçişinde Satürn son retro hareketini sürdürmekte ve Kiron balık burcunda Güneş ile kare yerleşimde. Anlaşılan o ki kendimize olan özgüvenimiz büyük bir sınavdan geçecek. Birkaç gün sürecek olan açı oldukça etkili şekilde bizim kendimizi birtakım dış güçler tarafından engelleniyor olma, kısıtlanma içine alınma durumları hissetmemize neden olacaktır. Hayatın bize sınırlamalar getirdiğini düşündüğümüz, kendimizi ifade etmenin, isteklerimizi ortaya koymanın nerelerde en çok zorlaştığını gerçekten oturup düşündüğümüzde tüm bu engel yaratan durum, kişi ve hislerin geçmişimizden geldiğini görebiliriz. Geçmişte kaldığını düşündüğümüz, üstesinden geldiğini düşündüğümüz zayıflıklarımız, yaralarımız şimdi açığa çıkıyor ve yine bize karşı duruş sergilemeye başlıyor gibi görünecek olabilir. Korkularımızın, zayıflıklarımızın ortaya çıkacak olduğu Satürn – Güneş karşıtlığını, koparıcı, sonlandırıcı enerjilerinin kendimiz üzerinde yıkıcı etkilerine açık olmaktansa, farkındalık sağlamış bir bilinç hali ile hem kendimize hem çevremizde gelişen olay ve kişilere bakabilirsek yapıcı şekli ile bu açının yaratıcılığı sağlayabiliriz. Özgüvenimizi tekrar inşaa etmek, otoriteyi dışarda aramak yerine kendi kendimizin otoritesi olabileceğimizi bilmek, kendimize inanmak, özbenliğimizi sevgiyle kabul etmek ve artık gelecek korkusundan sıyrılıp benliğimizi tüm ışığı ile ortaya koyabiliyor olmanın güvenine ulaşmak için gereken tek ve en önemli şey farkındalık, gökyüzünün konumu bize bunu hatırlatıyor. Zorlu enerjiler hakim, her zaman ne olduğuna değil niye ve neden olduğuna baktığımızda çözümde kendiliğinden gelir.

Dilâra B.Efeoğlu

%d blogcu bunu beğendi: