Mars-Uranüs kare açısı

lightning_wunder_photo_5-copy

Mars-Uranüs Kare açısı
Pluto ve Mars gezegenin kavuşumu; kullanılmaya hazır , büyük, kuvvetli ve birikim ile oluşturulmuş saklı bir gücün varlığının habercisiydi. Saklı olan bu potansiyel gücün tüm birikimi ile yüklenmiş olan Mars’ın Uranüs ile kare açıya doğru gidişi gücün ne yönde kullanılacağının yönünü çizmekte.
29 Ekim Cumartesi günü sabah saatlerinde (06.55) derecesel olarak kesinleşecek olan açı, içinde bulunduğumuz günlerde de etkinliğini arttırarak sürdürmekte olacak.
Oğlak burcunda bulunan Mars, Pluto ile olan kavuşumundan yeni ayrılmakta, 21 derece Koç burcunda retro konumundaki Uranüs ile yapacağı kare açıya doğru ilerlemekte. Pluto ve Mars gezegenin kavuşumu; kullanılmaya hazır , büyük, kuvvetli ve birikim ile oluşturulmuş saklı bir gücün varlığının habercisiydi. Saklı olan bu potansiyel gücün tüm birikimi ile yüklenmiş olan Mars’ın Uranüs ile kare açıya doğru gidişi gücün ne yönde kullanılacağının yönünü çizmekte.
30 Ekim Pazar günü Akrep burcunda gerçekleşecek olan Yeniay haritasında da etkin olan bu açı, içinde bulunduğumuz günlerden Yeniay sonrasına doğru yayılan şekilde, şartları tamamen değiştirme güdüsü ve çabası içine giriyor olma, yeni kararlar alma, yükselmiş olan fiziksel enerji ile kişisel amaçları gerçekleştirme gücü ve dayanıklılığın sağlanmış olmasının etkilerini içeren olaylar ve durumlar ile karşılaşacak olacağımızı göstermekte.
Özgürlük ihtiyacı ve bu ihtiyacın sağlanması güdüsü ile yüksek bir motivasyon içeren enerjiler, cesaret ve karşı konulmakta zorlanılan arayışlar, meydan okumalar, isyan ve mücadele hırsı taşıyan olaylar ile karşılaşılabilecek olunacağının işaretçisi.

Çevresel, toplumsal olarak gerilim ve şiddet içeren durumlara karşı oldukça dikkatli olmanın öngörüsünü veren bu açı, kişisel olarak, gerçekte ne için mücadele ettiğinin farkında olmak, bir engel olarak hissedilen şeyin gerçekte engel olup olmadığının analizini iyi yapabiliyor olmak ve gerçek engelin ne olduğunun farkına varmak ile geleceğe doğru harekete geçmek için aranılan varoluşsal gelişmeleri sağlayıcı olacaktır.

Sevgi ile….
Dilâra Başar Efeoğlu

Sabit Yıldızların Suretler Kitabı, Kitâbü Suveri’l-Kevâkibi’s-Sâbite

Sabit Yıldızların Suretler Kitabı, Kitâbü Suveri’l-Kevâkibi’s-Sâbite

X. yüzyıl astronom bilgini Abdurrahman es-Sûfî tarafından gerçekleştirilen çalışmaların yer aldığı Kitâbü Suveri’l-Kevâkibi’s-Sâbite (Sabit Yıldızların Suretler Kitabı)

Sabit yıldızlar konusunda klasik eser haline gelmiş ve asırlarca İslâm âleminde en önemli müracaat kitabı olarak kabul edilmiş olan eseri, Nasîrüddin et-Tûsî (ö. 672/1274) Farsça’ya tercüme ederek çalışmalarında kullanmıştır. 1954 yılında Haydarâbâd’da yayımlanan eserin dünyanın birçok kütüphanesinde yazmaları vardır. İspanyolca’dan başka Fransızca ve İngilizce’ye de tercüme edilmiştir.

X. yüzyıl astronom bilgini, Farisi kökenli Abdurrahman es-Sûfî, 903 yılında Rey’de (İran) doğmuştur. Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Büveyhî hânedanından Adudüddevle’nin hocası ve dostu olduğu, bu hânedanın diğer mensuplarıyla da yakın ilişki kurduğu bilinmektedir. 975’te Adudüddevle’nin oğlu Şerefüddevle’nin Bağdat’ı ele geçirmesinden sonra büyük bir ilim merkezi haline gelen bu şehirde çağdaşları Ebû Sehl el-Kûhî, Sâganî el-Usturlâbî, Ebû İshak İbrâhim b. Hilâl, Ebû Hasan el-Mağribî, İbnü’l-A‘lem ve Ebü’l-Vefâ gibi âlimlerle birlikte çalışmış ve gözlemlerde bulunmuştur.
Abdurrahman es-Sûfî, İskenderiyeli astronom, matematikçi, coğrafyacı Batlamyus gökbilimini esas almıştır. Batlamyus’tan sonra sabit yıldızların incelenmesi ve bunların kozmografik katalogunun hazırlanmasında önemli rolü olan Abdurrahman es-Sûfî, ilim âleminde daha çok bu alandaki başarılarıyla tanınmaktadır. Kitâbü Suveri’l-kevâkibi’s-sâbite adlı eserinde Batlamyus’un Almagest’te ele aldığı kırk sekiz yıldız takımındaki yıldızları incelemiştir. Önce her yıldız takımındaki bütün yıldızları tanıtmış, bunların gökyüzündeki konumları, büyüklükleri (parlaklıkları) ve renkleriyle ilgili görüşlerini ortaya koyduktan sonra Almagest’te geçen yıldız isimlerinin Arapça karşılıklarını vererek İslâm astronomi ilminin terminolojisini meydana getirmiştir. Bu terimler daha sonraki İslâm ve Batı astronomları tarafından kullanıldığı gibi, bunlardan doksan dördü modern astronomi literatürüne de girmiştir.

Abdurrahman es-Sûfî’nin gök cisimlerinin uzaklığını ölçmek için kullandığı rumh = 14˚ = Andromedae ve Pegasi’nin uzaklığı; zirâ‘ = 1/6 rumh = Z˚ 20‘; şibr = 1/3 zirâ‘; esba‘ = 1/32 zirâ‘ gibi birimler, uzaklıkların belirlenmesinde çok sağlıklı bir şekilde kullanılmıştır.
Abdurrahman es-Sûfî’ batı dünyasında ‘Azophi’ olarak da tanınır. Ay’ın bir kraterine verilen ad olan Azophi ve küçük gezegen 12621 Alsufi onun adına isimlendirilmiştir.

Fotoğraflarda, Abdurrahman es-Sûfî’nin çalışmalarından  Zodyak Burçlar Kuşağında yer alan takımyıldızlar ve diğer bazı çalışmaları yer almaktadır.

Dilâra Başar Efeoğlu

Faydalanılan kaynaklar,
İslam Bilim Adamları, İnkılap Yayınevi
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi

Koç Takımyıldızı
Koç Takımyıldızı
boğa
Boğa Takımyıldızı
İkizler Takımyıldızı
İkizler Takımyıldızı
Yengeç Takımyıldızı
Yengeç Takımyıldızı
Aslan Takımyıldızı
Aslan Takımyıldızı
Başak Takımyıldızı
Başak Takımyıldızı
Terazi Takımyıldızı
Terazi Takımyıldızı
Akrep Takımyıldızı
Akrep Takımyıldızı
Yay Takımyıldızı
Yay Takımyıldızı
Oğlak Takımyıldızı
Oğlak Takımyıldızı
Kova Takımyıldızı
Kova Takımyıldızı
Balık Takımyıldızı
Balık Takımyıldızı

 

66f46576ae3dd30ad53df17d01404f02

 

8dc357387c449e39de3fff9cc7f3db78

 

3e1388731e7dc5c9a55391ca2b290702 (1)

16aa5451d71456e0f1167b24bf634a1c

b8e2dae919083f6f21a4f82427d9c503

6da78ce8ed29037fa82b48659d384943
Pegasus Takımyıldızı

 

 

Bu Bir Mars Yazısıdır

Mars, içinde bulunduğumuz ve önümüzdeki süreçte etkisini en fazla hissettirecek gezegenlerden biri olarak ;

b66c4035ee751b5983dc6d42e6323478 - Copy

6 Mart 2016 günü Yay burcuna geçen Mars bize, taşıdığı enerjik, etkin, mücadeleci, savaşçı enerjisinin, Yay burcunun ifadesinde olan özgürlük arayışı, fikirler, idealler, inançların eğitimsel, kültürel ve toplumsal gelişmeler üzerinde etkin olacağını ve hukuk, uluslararası ilişkiler, medya ve yayıncılık alanında yaşanacak aktiflik, mücadelesel enerjiyi anlatmaktaydı.

Her 2, 2.5 yılda bir ortalama 80 gün sürecek olan retro harekete giriyor olan Mars, Yay burcundaki yolculuğu süresinde 16 Nisan’da başlayan retrosu ile birlikte yukarıda saydığımız bu konulara ait alanlarda durağanlaşma, varolan sorunların tıkanıklık ve çözümsüzlük taşımaya başlaması, eforun geçmiş zamanlarda kalan problemlerin çözümü için sarfedilmeye yönelmesi, fikirler ve inançlarda sabitlik gösteren tutumlar, pasif yada aktif agresiflik sergileyen gerilimler ve çatışmaların varolabileceğini göstermekteydi.

Artan bir kızgınlık ve hapsedilmişlik duygusu yaşatabilecek şekilde Yay burcunda gerilemesine devam ederek Akrep burcuna geri dönüş yaptığı şu günlerde Mars’ın, Akrep burcunda iken sahip olduğu derin, gizemci, güçlü, yıkıcı olabilen etkin ve kararlı enerjisi daha içselleştirilmiş ve daha çatışmacı hale gelebilecek şekilde biz ve olaylar üzerinde etkili olacaktır.

Mars şimdilerde gökyüzünün yaralı şifacısı diye tanımladığımız bir asteroit olan Kiron ile uyumlu açı içerisindeler. Kiron en kısaca bizim kendimizde varolan, çaresini aramakta olduğumuz maddi manevi yaralarımızı, zayıflıklarımızı göstermektedir. Bu etkin enerjiyi, geçmişten gelen sorunlarımızı çözmek, sürmekte olan sonlandırılamamış problemlerimiz için harekete geçmek, kendi iç dünyamıza yönelteceğimiz etkili, yoğun ve dönüştürücü enerjimiz ile yaralarımızı sarmak, tedavi etmek, şifalandırmak için oldukça uygun enerjiler olarak değerlendirebiliriz.

1 Temmuz Cuma günü retro hareketini sonlandıran Mars içerdiği eylemsel, dürtüsel enerjisini daha aktif ve yeni gelişmelere yönelik olarak ortaya koymaya başlayacaktır.

2 Ağustos Salı günü Yay burcuna geçecek olan Mars bu burçta bulunan otoriter ve sınırlandırıcı enerjileri barındıran Satürn ile kavuşum açısına doğru gidiyor olacak.
Satürn retro hareketini sürdürmekte ve gökyüzünün kraliyet yıldızı olarak bilinen Antares sabit yıldızı ile kavuşum halinde olduğu derecelerde bulunmakta. Antares başarı ve yıkımı aynı anda vaad eden bir yıldızdır, kişi ancak hedefleri ve yaşamının niteliği arasında bir denge tuturursa yıkımdan kaçabilir (Brady). Savaş ve çatışmalara işaret eden bu yıldız ile kavuşum yapan Satürn ile yaklaşmakta olan Mars, otorite, inançlar, fikirler adına gerçekleştirilecek eyleme dönüşebilecek çatışmaları, sorunların çözümünde mücadeleci bir yol izlemeye çalışılacak oluşları göstermekte.

18 Ağustos Perşembe günü gerçekleşen bir ay tutulması var, tutulma 25 derece Kova burcunda gerçekleşiyor olacak. Tutulmanın yönetici gezegeni olan Satürn (retro hareketi sonlamış) ile kavuşum halinde olan Mars ve Antares yıldızının etkisi altında yaşanacak olan ay tutulması o güne kadar gelişen olayların netleşeceği, belirgin hale geleceği zamanlara doğru girildiğinin işeretçisi olabilir.

22 Ağustos’ta kesinleşecek Mars, Satürn kavuşumu yine Antares yıldızının etkileri altında. 10 derece Balık burcunda retroda olan Neptün ile de kare açı alacak olan bu kavuşum mücadele, rekabet ve güç sağlamak adına hayallerin, ideallerin etkenliğini işaret ederken, kolektife yayılan enerjilerin varlığınıda göstermekte.

1 Eylül Perşembe günü bir güneş tutulması yaşayacağız. Başak burcunun 9. derecesinde gerçekleşecek olan güneş tutulması derecesi ile kare açı yapacak olan Mars bazı sonlanmaların ve yeni başlangıçlara ait eylemselliğe geçişleri işaret eden gezegen konumunda.

16 Eylül Cuma günü 24 derece Balık burcunda yaşayacak olduğumuz ay tutulması derecesi ile içinde bulunduğu Yay burcunun 23. derecesinden stress içeren etkiler barındıran açı kalıbı oluşturan Mars, daha uzlaşmacı, daha barışçıl biçimde enerjilerin çıkış yada dışa vurum noktası olarak görev alan gezegeni olacak.

27 Eylül Salı günü Mars Yay burcundan çıkıp Oğlak burcuna geçiş yapacak.

Gezegen hareketi günler olarak tekrar ettiğimizde; 2, 2.5 yılda bir ortalama 80 günlük retro harekete giren Mars, 16 Nisan’dan bu yana Yay burcunda başlamış olduğu retro hareketini, 27 Mayıs’da gerilemiş olduğu Akrep burcunda sürdürüyor. Mars içinde bulunduğu Akrep burcunun 23. derecesine kadar gerileyecek ve 1 Temmuz günü Mars’ın retro hareketi sonlanmış olacak. Tekrar ileri hareketine başlayan Mars’ın Akrep burcunda devam eden yolculuğu, 2 Ağustos günü Yay burcuna geçişi ile sürecek ve Mars 27 Eylül günü Oğlak burcuna geçinceye değin bu burçta kalacak.

Sevgi ile…

Dilâra Başar Efeoğlu

7 Nisan 2016 Perşembe Yeni Ay

7 Nisan Perşembe Yeni Ay yeni başlangıçlara işaret etmekte,
Kalıcı değişim dönüşüm etkisi yaratacak olan bu yeni ay, eskimiş ve tamamlanmış olanların yerine yeni ve kalıcı değişimlere başlangıç olacak etkileri hayatımıza yansıtacak.

02d3a2a284dbfa020a9fdf6a647d589c
7 Nisan Perşembe günü saat 14.23 ‘de Koç burcunun 18. derecesinde gerçekleşecek olan yeni ay , içinde bulunduğu burcun aktif, etkin ve aksiyon alan yapısını taşıyor olacak.
Yeni ayın getirdiği enerjiler ile birlikte kendimizi, arzularımız ve amaçlarımız doğrultusunda hareket etmek için çok daha istekli ve güçlü hissedeceğiz. Yüksek motivasyon getirecek olan bu yeni ay büyük bir değişim enerjisi taşımakta.
Yeni ay derecesi Uranüs ile kavuşum, Pluto ile kare açı içerisinde. Bu konum ani ve hızlı gelişen olaylar ve fikirsel olarak değişen düşüncelerin etkisinin hayatlarımızda bazı sonlanmalar ve yerine bırakacağı yeni başlangıçların oldukça etkin olacağını göstermekte.
Bağımsızlık ve özgürlük ihtiyacımızın artacağı bu dönemde kendimizi cesaret ve özgüven ile ortaya koyma becerisine sahip olarak görecek ve gücümüzü sergileyebileceğimiz olaylara karşı bir çekilme hissediyor olacağız. Bu etkiler genel olarak herbirimizin değişen yaşamsal alanlarımızda kendini gösteriyor olacak.
Kalıcı değişim dönüşüm etkisi yaratacak olan bu yeni ay, eskimiş ve tamamlanmış olanların yerine yeni ve kalıcı değişimlere başlangıç olacak etkileri hayatımıza yansıtacak. İstediğimiz, arzu ettiğimiz başlangıçlar ve ileriye yönelik oluşturulacak gelişimler için fırsat olarak değerlendirebileceğimiz bu yeniay, Satürn ile uyumlu açısının etkinliği ile üzerimize aldığımız sorumluluk duygularımız ve kendinden emin bir şekilde karar ve aksiyon alabildiğimiz alanlarda bize başarı vaadediyor olacaktır.
Özellikle, 30 Mart-15 Nisan arası günlerde doğmuş olan kişiler bu dönem kendilerini çok daha bireysel amaç ve istekleri doğrultusunda hareket etmeye odaklı ve cesaretli bulacaklar. Yaşantılarında ve duygu dünyalarında ani gelişen bazı değişimler, yeni başlangıçlar ve fırsatlar ile karşılaşacak olmaları muhtemel. 3 Ağustos-19 Ağustos ile 1 Aralık-16 Aralık günlerinde doğmuş olan kişiler içinde benzer etkilerin olacağı görülmekte. Bununla birlikte 30 Kasım ila 3 Aralık günleri dahilinde doğmuş olan kişilerin amaçları doğrultusunda gereksiz risk alma ve öfke, hırs yada kıskançlık içeren her türlü aşırıya kaçan davranışlardan kaçınarak hareket etmeleri elde edecekleri faydaları arttırma yönünde olumlu olacaktır.
Ülkemiz açısından, Türkiye kuruluş haritasının 10. evinde gerçekleşecek olan yeniay, natal haritada Kiron ile aynı derecede bulunuyor. Bu transfer etki ile devlet yöneticileri ve otorite konumunda olan kişilerin yanlış ve ani davranış ya da kararlar alabilecek olduğunu ve alınan yanlış kararların getirdiği sorunlar ile karşılaşılmasının muhtemelliğini ve ülkenin dış ülkelerce itibarı açısından bazı sorunların tetiklenebilecek olduğunu düşündürmekte. Genel olarak halk açısından, yeniay ile birlikte kendi maddi ve manevi değerlerine karşı olan bakış açısına ait uyanma ve aydınlanma yaşanacak gelişmeler olacağı söylenebilir.
Farkındalık amaç olduğunda sevgi en büyük araçtır…
Dilâra Başar Efeoğlu

 

Merkür Koç Burcunda, 22 Mart – 6 Nisan 2016

Merkür Koç Burcunda, 22 Mart- 6 Nisan 2016

Merkür’ün, Güneş’e göre yerleşimi ve iki jenerasyon gezegeni Uranüs ve Plüton ile olan açısını değerlendirdiğimizde, içinde bulunduğumuz ve 6 Nisan günleri arasında özellikle zihinsel ve akılsal duyularımız üzerinde yaşanacak etkilerden söz edebiliriz.

a1328ba5e74f2e20fe61351a51e90457 (1)

Baskılanma, bir nevi sabote edilme ya da yönlendirilmeye çalışılan algılarımızda; ani uyanışların, yeni farkındalıkların gelişecebilecek olacağı söylenebilir. Kararsızlık, pasiflik ve olaylara karşı kayıtsız bir hal sergileyen hallerimizden sıyrılarak, düşüncesel ifadesel etkinliğimizi ortaya koyabileceğimiz her alanda özgürlük arayışı içerisinde, cesur,korkusuz, enerjik, maceracı, aceleci, dikbaşlı ve sabırsızlık içeren enerjilerin aktif olacağı bir iletişim tarzı içerisinde olabileceğiz.

Gerçekçi bir bakış açısı, kaygısızca kendini, düşüncelerini ve yaratıcılığını ortaya koyma gücü ve etkinliğini kazanacak olan akılsal duyularımızı ve bu bağlamda artan enerjimizi iyi koordine ederek onlardan yapıcı durumlar yaratacak şekilde faydalanabiliriz. Gelişecek olan bu aktifliği, plansız, sonucu düşünülmeden başlanan, güç gösterisine dönüşebilen, sabırsızlık sonucu kaybedilen işlere yol açacak olan enerjilere dönüştürmemeye dikkat etmemiz faydamıza olacaktır.

Gezegensel hareketler olarak ifade edersek, Merkür 1 derece Koç burcuna geçiş yaptığında Güneş ışınları altında konumdaydı halen zayıf konumda bulunan Merkür gittikçe kuvvetlenmeye başlıyor, 30 Mart günü Plüton ile kesinleşecek kare açısı olan Merkür’ün 31 Mart Perşembe günü Uranüs ile kavuşum açısı kesinleşiyor olacak. Bu açıların etkinliğinin 6 Nisan’a kadar sürecek olduğunu söyleyebiliriz.

Farkındalık amaç olduğunda sevgi en büyük araçtır…

Dilâra Başar Efeoğlu

Hermetika, Evrensel ve Özel

HERMETİKA

EVRENSEL VE ÖZEL        fa5161564e36f3857d14c05c596be901
Atum düzenledi Zodyak takım yıldızlarını doğa’nın devinimleriyle uyumlu olarak ve onları görevlendirdi şekillendirmekle bütün hayvan formlarını.
Bu Tanrılar kullandıklarında kendi farklı güçlerini,ortaya çıktı dört ayaklı yaratıklar, sürüngen hayvanlar, balıklar ve kanatları olan kuşlar, otlar ve çiçekli bitkiler;
hepsi de kendi farklı tabiatlarına göreydi ve her biri kendi türlerinin devamı için gerekli tohumu içeriyordu.
Yaşayan her canlının kendi özgün formu vardır, Zodyak’ın gücüyle ona verilmiş olan.
Bu formlar uygundur onun türlerine, yine de hepsi bireyseldir.
Örneğin, insan ırkı ortak bir evrensel formu paylaşır,
bununla biliriz ki insan insandır.
Yine de bütün insanların tamamen farklı özel bir formu vardır,
bu yüzden hiçbir ikili birbirinin aynı olamaz.
Özgündür her bir özel form, çünkü o zaman ve mekanda
özgün bir yer işgal eder.
Bu özel formlar değişir her saatin her anında,
Zodyak Tanrıları göksel dairelerinde dönerlerken.
Evrensel formlar değişmezler, tıpkı takımyıldızlarının aynı kalmaları gibi.
Ancak an be an değişime uğrar özel formlar,
döndükçe değişmesi gibi gök küresinin.
Gök yağışlıdır, sonra kuru olur, soğuk, sonra sıcak,
parlak, sonra karanlık.
Ama bu hızla değişen formların hepsi de toplanırlar
evrensel değişmez formu altında gökyüzünün.
Yeryüzü hep değişmektedir, üretmekte, ürün vermektedir,
farklı ürünler sunarak; yine de kalır o Yeryüzü olarak.
Su durgun olabilir, ya da akabilir; ama hala sudur o.
Dünyasal bir tapınaktır insan bedeni, yapılanmıştır gücüyle Zodyak’ın sayısız formlar oluşturan basit arşetiplerden.
On iki burç vardır Zodyak’ta ve onların ürettiği formlar on iki bölüme ayrılır.
Onlar aslında, ayrılmaz şekilde birleşmişlerdir devinimlerinde.
Doğa’nın yaptığı insan bedeni, öyle yankılanır ki bünyesi
yıldızların biçimlerine göre; karşılıklı olarak tesir ederler birbirlerine.
Bizler doğduğumuz zaman, tam o sırada vazife gören
gezegen tanrıları doğumlarda yetkili olarak sorumluluk alırlar.
Bu özel güçler değişirler gezegenlerin dönüşlerine göre,
bedeni dolaşır onlar ve kişiliğimize şekil verirler.
Nüfuz ederler sinirlerimize ve iliklerimize, kan damarlarımıza,
hatta en içteki organlarımıza.

Atum : Mısır Mitolojisinin ilk tanrısı olan Re-Atum

Hermetika, Zodyak ve Kader

HERMETİKA

ZODYAK VE KADER                                                         fa5161564e36f3857d14c05c596be901

Yaratıcı,
bu mükemmel düzendeki evreni yarattığında dünyaya da düzen vermek istedi.
Bunun için oraya,
ölümsüz bir varlık suretinde yaratılmış ölümlü bir yaratık olan insanı indirdi,
Kozmos’un tanrısal yapısını güzelleştirmek için.
İnsanın işlevidir Atum’un eserini tamamlamak.
O, evreni hayranlık içinde seyretmek için yaratılmıştır
ve yaratıcısını bilmesi için.
İlk başta göksel tanrılar yakınarak konuştular:
“İnsanlığı yaratırken aceleci davranıyorsun.
Araştırıcı gözlerle bakıyor onlar ve duymayı hak etmediklerini duyuyorlar.
Küstahça el uzatıyorlar.
Kazıp çıkaracaklar bitki köklerini
ve taşların özelliklerini araştıracaklar.
Daha geri hayvanları kesip biçecekler ve birbirlerini de!
Keşfetmeye çalışacaklar neden canlı olduklarını
ve ne saklı olduğunu içlerinde.
Kendi topraklarının ormanlarını kesip bitirecekler
ve denizin ötelerine yelken açacaklar ne olduğunu görmek için.
Madenleri kazacak ve Yeryüzü’nün derinliklerini araştıracaklar.
Belki bunlara dayanmak mümkün olur,
ancak daha da ileri gidecekler.
Yukarıdaki dünyayı keşfetmek için sabırsızlanacaklar,
gözlemler yaparak keşfetmeye çalışacaklar yasaları
göklerin hareketlerini yöneten.
Atum’un yanıtı şöyle oldu:


“Zodyak’ı yapacağım; 

bir mekanizma ki yıldızlarda gizli, şaşmaz ve kaçınılmaz kadere bağlı.
İnsanların hayatları, doğumdan son yıkıma kadar,
kontrol edilecektir gizli işleyişiyle bu mekanizmanın.”


Ve bu mekanizma işlemeye başladığında, keskin gözlü tanrıça Kader
gözetip denetledi Zodyak’ın devinimlerini.
Bu mekanizma vasıtasıyla,
ayrılmaz oldular birbirlerinden Kader ve İcaplar.
Kader tohumu eker.
İcaplar zorlayarak sonuçları oluşturur. 
Kader ve İcapların ardından
düzen gelir;
zaman içindeki hadiselerin karmaşık dokusu.
Aşılar bedenin içine Atum her bir insan ruhunu
yardımıyla gökyüzünde dolanan tanrıların.
Artık insana kalan hayatını yaşamaktır, kendisi için biçtikleri kaderi
bu dolanıp duran göksel güçlerin;
ve sonra göçüp gitmek ve ayrışmaktır unsurlarına.
ismi yaşayacak olanlar vardır, unutulmaz değerleriyle
büyük eserlerinin; ancak çoğunun isimleri gömülecektir karanlığa.
Az insan kaçabilir kaderinden ya da karşı çıkabilir
korkunç baskısına Zodyak’ın;
çünkü yıldızlar araçtır Kader’in elinde, gelip geçen ne varsa oluşturan
insanların dünyasında.
Bütün bunların üstünde eğer ruhunun akılcı tarafıyla bir insan
aydınlanacak olsa tek bir ışınla Atum’dan gelen,
bu tanrıların işleri hemen hiç kalır yanında;
çünkü güçsüzdür bütün tanrılar Yüce Işık’ın önünde.
Ama az bulunur böyle insanlar.
Çoğunu sevk eder, yol gösterir
dünyasal hayatı yöneten tanrılar,
Kader’in araçları olarak kullanarak bizim bedenlerimizi.
Benim düşünceme göre, yine de,
bize vazifedir doğrudan boyun eğmemek
insan olarak bu halimizde;
aksine, tanrısal niteliklerin yoğun tefekkürü yoluyla
kendimizi üstünde tutmak
tamamen ölümlü olan tabiatımızın.

“Hermetika, Zodyak ve Kader” okumaya devam et

%d blogcu bunu beğendi: