19 Haziran – 26 Kasım 2018 tarihleri arasında Neptün retro (geri) hareket etmekte olacak.
Özünde Neptün, saflaştırma prensibi ile çalışır ve Neptün değdiği her noktaya kendi duyarlaştırıcı etkisini yükler. Retro dönemleri bu duyarlaştırıcı etkiyi yoğun olarak alacağımız dönemlerdir. Duyguların hassaslaşıyor oluşu kişileri empati yapmaya, paylaşımcı, fedakâr ve merhamet içinde olmaya yönlendirmekte olur. Yaratıcılığın artmasına da olanak veren Neptün retrosu dönemleri, ilhamsal ve sezgisel gücün artışını simgeler. İçinde bulunacağımız bu dönem boyunca rüyalar, durugörüler, vizyonlar ve sezgilerde artış yaşanabilir. Kişilerin derinleşen sezgileri kendi içlerinde bambaşka kapılar açması ile kişiyi ruhsal ve duygusal olarak içselleştiren ve bir nevi kendi içinde arındıran, saflaştıran etkiler olarak işlev görmeye başlarlar.
Bir diğer yandan retro sürecinde olan Neptün’ün oluşturabileceği aşırı duyarlı ve duygusal hal kişi yada kişileri, yanılgılara açık, gerçeklerden kopuk, mânevi dünyasının içinde kaybolmuş bir portre çizebilecek olmaya da yakın tutuyor olabilir. Hayal dünyası içinde kalma, reel dünyanın gerektirdiği sorumluluk ve görevlerden uzaklaşma, kaçma arzusu, amaç duygusunu yitirmek, geleceğin belirsiz olduğu hissiyatına kapılmak, istek ve hedeflerde çözülmeler yaşamak yine Neptün retrosu döneminin dikkat edilmesi gereken yönlerini doğurmakta. Kolektif etkileri ile özellikle toplumsal boyutta, çevresel koşullarda karşılaşabilecek olduğumuz olay bazlı durumların kökeninde Neptün retrosunun bu gölge yöneleri işlevlik taşımakta olabilir.
Fark edilir derecede idealler ön plana çıkarlar fakat burada kişi yada kişiler için gerçek olabilecek idealler ile gerçek olmayacak idellerin birbirinden ayrımı güçleşmeye başlayabilecek olması yine Neptün retosunun gölge yönünü oluşturur.
Gerçek olmaktan uzak idealler uğruna kendinden feda edici davranışlar, yanlış seçimler, yanılgılar, yanlış tutumlar içine girme, kendini kahraman yada bir kurban haline sokma psikolojisi ile davranıyor olma güdüsü kişileri etkisi altına alabilir. Bu tarz davranışların getirisi olan kaos ortamları ile karşılaşabiliyor olmak olasılığı artar.
İç sesimizi daha yüksek duyacak olduğumuz bugünlerde bu sesi akıl süzgecimizden geçirip dinleyebilmek çok daha yaratıcı bakış açısı kazanmamızı sağlayacaktır.
Dilâra B. Efeoğlu