Jüpiter retrosu sona eriyor

fe7b7498f4ca03646b4f0f4a5d1fd598.jpg

“Hiçbir ölümlü Zeus’un ne kurduğunu sezinleyip kestiremez. İnsan ne derece zekâsına mağrur olsa da Zeus ondan yüz kat üstündür”
Homeros, İLYADA

Yay burcu ilerleyişinde olan Jüpiter, Nisan ayından bu yana retro olarak hareket etmekte. Gezegenin yaklaşık 120 gün süren retrosu önümüzdeki 11 Ağustos Pazar günü sona erecek ve ileri hareket etmeye başlayacak.

Astrolojik olarak bir gezegenin düz (ileri) hareketinin ne anlama geldiğini tam olarak kavrayabilmenin en önemli kıstaslarından bir tanesi de retro hareket ederken ne ifade ediyor olduğunu iyi anlayabilmektir.

Jüpiter gezegenin ifade ettiği birçok kavram arasında aslında bu gezegen, gerçekte; bilinçli ya da bilinçsiz olarak kişinin -anlam yaratma güdüsünü- en üst oktavından temsil etmektedir.

Gezegenin ortaya çıkardığı tüm kişisel ve evrensel fonksiyonların ardında anlam yaratmak, anlam oluşturmak, anlamak, anlam aramak, anlam çıkarmak ile bağlantılı güdüsel davranışları ve bu davranışların getirisi olan sonuçları görürüz.

Düz hareketinde olan Jüpiter bir kuram halini alması gerekliliğine hüküm verdiği tüm yargılarını tanrısal gücü ile ortaya koymak ister ve tanrısal yargılar içinde tanrısal hükümler verme gücünü; güven, coşku ve yücelik ile ortaya koyar.

Retro hareketinde Jüpiter için anlam çok daha derinlerde ve çok daha köklerdedir. Zihnin uçsuz bucaksız diyarından dünyayı algılamak ve bu algının anahtar olacağı tanrısal yargı ve tanrısal hükümlere ilham aramak retro Jüpiter’in en derin sadıklığını sunduğu ruhunu, aslında ruhsal zihnini oluşturur.

Dilâra B. Efeoğlu

fe7b7498f4ca03646b4f0f4a5d1fd598.jpg

9 Ekim – 15 Ekim Haftası Gökyüzü

5f7afd853536c39d315296e6e18a80b2

10 Ekim 2017 Salı günü (16:30) Jüpiter, Akrep burcu ilerleyişine başlıyor. Jüpiter, Akrep burcu geçişi, yıl boyunca, ruhsal ve spiritüel konulara artan eğilim, fikirsel ve felsefi üretkenlik, yoğunlaşan ruhsal arayışlar ve inançlar üzerine odaklanma taşıyor olacak. Artan metafiziksel eğilimlerin yanısıra insan doğası, psikolojik tabanlı bilimler alanlarında da gelişmeler yaratacak. Akrep burcunun asıl gerçeğe ulaşma dürtüsü, Jüpiter’in soyutsal, felsefi zihni ile birleştiğinde, zihinsel ve ruhsal sorgu içinde kalan ruh için dönüşüm kaçınılmaz olacak. Bununla birlikte, Akrep burcunun güç ve kontrol tutkusu, Jüpiter’in büyüten, güven veren etkisi ile birleştiğinde içinde bulunacağımız gelecek 1 yıllık süreçte, gücün idealleştirilmesi, aşırılaşması, kontrol güdüsünün yıkıcı, yok edici, kriz yaratan durumlara varması şekline bürünecek olabilecek. Gizlilik barındıran, gizli yürütülen özellikle inançsal, ruhsal, ideolojik istekler, unsurlar taşıyan oluşumların çok daha göz önüne çıkacak, genişleme, büyüme, faaliyet gösterme arzusu ve imkanı bulacak olabileceğini söyleyebiliriz. Yasal olmayan türde örgütlenmeler, gizli teşkilatlar, mafya, terör, yeraltı örgütleri çok daha büyüme, sınırlarını aşma, varlık gösterme amaçları içinde olmalarını Jüpiter Akrep geçişi ile ortaya koyacak olabilecekler. Jüpiter’in Akrep burcu yolculuğu hakkında daha önce paylaşmış olduğum yazımın tamamına https://dilaraefeoglu.wordpress.com/2017/10/06/jupiter-akrep-burcunda/ linki ile ulaşabilirsiniz.

11 Ekim Çarşamba günü Mars ve Satürn arasında oluşan kare açı kesinleşmekte. Geçtiğimiz hafta içinden bu yana aktifliğini sürdürmekte olan açı 23 Ekim’e kadar etkisini gösteriyor olacak. Hareket etme, istekleri gerçekleştirme, kendini ortaya koyma duygusunu ifade eden Mars’ın, Satürn ile oluşan kare görünümü, isteklerimizi elde etmenin, kendimizi, arzularımızı ortaya koymanın ve elde etme amacı ile hareket edebiliyor olmanın zorlu, engellenmiş, sınırlandırılmış hali ile karşılıklı kalmış ve kalacak olabileceğimizi göstermekte. Bastırılmış olan fiziksel ve ruhsal enerjiye işaret eden görünüm ani ve sarsıcı, yıkıcı, yüksek öfke içeren bir hareket tarzı ile açığa çıkabilecek negatifsel bir enerji halininde oluşabileceğini ortaya koymakta. Duygusal kontrolü elde tutabiliyor olmak, saldırgan, yıkıcı, patlayıcı duygular ve davranışlar içine girmekten uzak kalmak ve aynı zamanda bu tarz tutumlar içeren olay ve davranışlara maruz kalıyor olmaya karşı da dikkatli ve tedbirli olmakta fayda var. Aynı gün gökyüzünde Merkür ve Uranüs arasında oluşan karşıtlık açısı aktif görünüme geçmekte. Ani kararlara, sabırsız ve düşünmeden hareket etmeye yol açabilecek olan açı, çatışmacı, gergin ve öfkeli davranışlara zemin hazırlamakta. Toplumsal olarak özellikle 11 Ekim Çarşamba gününü takip eden hafta sona kadar gerginlik içerebilecek olaylara karşı dikkatli olmakta fayda var. Mars ve Satürn arasında oluşan kare görünüm ülkemiz haritasının 4. evi ve 6. evi üzerinde gerçekleşmekte. Natal 4. ev üzerinde transit Mars, ülke toprak güvenliği konusunda mücadele etmenin gerektiği bir süreci anlatmakta. Süreç, diğer ülkeler ile olan ilişkiler açısından yansıyabilecek mecbur bırakıcı, sorun çıkarmaya yönelik, engel oluşturan tarzda biçimlenebilecek gelişmelere açıklık oluşturabilmekte. Aynı zamanda 4. ev hükümet ile muhalefet gösteren parti kuruluşları olarak bu alanda oldukça sınırlanma içinde kalabilecek olacaklarına işaret etmekte.

14 Ekim Cumartesi günü Venüs, Terazi burcuna geçiş yapıyor. Yöneticisi olduğu Terazi burcunda Venüs, karşılıklı kurulan bağlar üzerinde uyum, denge, uzlaşma yanlısı olan bir bakış açısını ifade eder. Sevgi, aşk, ilgi ve güzel olan şeylere karşı artan değer anlayışı Venüs’ün bu burçta taşıdığı yaratıcılığıdır. Venüs yaklaşık 24 gün sürdürecek olduğu Terazi burcu hareketi esnasında Pluto ile kare açı yapacak oluşu ise gelecek günlerde aranılan uyum, uzlaşma ve huzurun ilişkilere kolay bir şekilde yansıtılamayacağını göstermekte. 28 Ekim Cumartesi günü kesinleşmiş dereceye ulaşacak olan Venüs, Pluto kare açısı, ilişkilere ihtiyaç hissetmek ile birlikte, ilişkiler üzerinde oluşturulacak olan güç ve kontrol arayışları, barış ve huzurun bozulması, karşılıklı kurulan bağlar üzerinde oluşabilecek gerilimli, çatışmacı ve kopartıcı etkiler söz konusu olabilecek.

15 Ekim Pazar günü kesinleşecek olan Merkür, Uranüs karşıtlığı 11 Ekim Çarşamba gününden itibaren aktifliğini sergiliyor olacak. Merkür, Uranüs karşıtlığı özellikle iletişime yönelik olarak sorun çıkarıcı, aceleciliğin, sabırsızlığın ve heyecanın yol açabileceği yanlış ifadelere, yanlış kararlara yol açacak olabilir. Özellikle Çarşamba gününden itibaren acele karar vermekten uzak kalmak, öfke kontrolünü sağlayabiliyor olmak fayda getirici olacaktır.

Sevgiyle kalın…

BAŞAK BURCU

694c7110776f5fefc9c5e26b71d72576.jpg

Saflık ve masumiyet tanrıçası Astraea, insan ırkının koruyucusu Gökyüzü tanrısı Zeus ile Adalet tanrısı Themis’in kızlarından biridir. Astraea dünyanın altınçağ döneminde ölümlüler arasında yaşar ve onlara adalet, doğruluk, çalışkanlık öğretmeye kendini adar. Böylece devam eden bir zamanın sonrasında insanlar, adaleti, saflığı, doğruluğu ve çalışkanlığı kaybetmeye başlarlar ve Astraea, kendisini artık dinlemeyen insanlık arasından uzaklaşıp tanrılar katına geri döner. Tanrılar arasına döndüğünde Zeus, onu, her zaman insanlığa yol gösterici olsun diye gökyüzüne bir sabit yıldız olarak yerleştirir.

Astraea’nın bu mitolojik öyküsü bize Başak burcunun temel ifadesini anlatmakta. Bu burç prensibinde mükemmelliyetçilik barındırır. Tanrıça Astraea, insanlığı mükemmel hale getirmek için kendini adamış, görev üstlenmiş ve insanlığın ulaşabileceği mükemmelliyet farkındalığını sağlamak adına onlara hizmette bulunmuştur. Verim almak, Astraea’nın en büyük arzusu ve arayışlarından biridir ve artık verimli olamadığını düşündüğünde gökyüzüne geri dönmüştür. Bu, Başak burcunun ana işlevsel psikolojini ortaya koyar. Yin enerjisi, dişil enerji taşıyan Başak burcu için -yarar- ve -verim- ihtiyaç hissettiği mükemmelliği oluşturan en önemli unsurdur.

Her duruma karşı yararlılık ve verim arayışı ile bakma prensibi geliştirmiş olan Başak burcu, bunu sağlayabilmek için çalışmaktan asla kaçınmaz. Gerçekçi, ayakları yere basan ve somut olanla ilgili zihinsel fonksiyonlara sahip olan Başak burcunun -fayda- sağlama üzerine kurulmuş olan görev anlayışı bu burcun işlevsellik ve üretkenlik yaratma güdüsü altında birleşir ve Başak burcunun hizmet anlayışını ortaya çıkarır. Verim, fayda, üretim, sistem, düzen oluşturma güdüsü çok güçlü olan Başak, bu güdüler ile oluşmuş bir anlayış içerisinde hareket edecek ve çalışkanlık, hizmette bulunma, yardımcı olma, düzen geliştirme, yarar sağlama barındıran bir arketip çizecektir. Başak burcunun mükemmellik arayışı, bu burç kişisi için zor beğenen, kararsızlık ve tereddüte düşen, kusur arayan, fazla eleştirel yaklaşan tutumlar içinde olmasına yol açıcı olur. Kusursuzluk arayışı kişiyi acımasız, kuralcı, vesveseli, hoşnutsuz, duygulardan uzaklaşan bir yapı çizmeye kadar götürebilir. Başak burcu mükemmelliyetçi bakış açısını kendi üzerine yönlendirdiğinde, kendinden memnun olmamaktan, kendinde sürekli kusurlar bulmaktan, özgüvenini kaybetmeye kadar varan ve kendini sosyal ortamdan geri çeken kompleks bir duruma kadar gidebilecektir. Bu burç için edinilmesi gereken bakış açısı kendini sevmeye, kendine şefkat göstermeye, olduğu hali ile kendini kabul etmeye yönelik olmalıdır.

Başak burcunun analitik ve mantıksal çalışan zihin yapısı için ayrıntılar bütünden önce gelir. Analiz yetisi ve detaylara olan hakimiyeti bu burcun tüm işlevselliğinin doğasını oluşturur. Detaycı ve analizci yaklaşımı bütünü görmekten uzaklaştıran bir unsur halini aldığında ortaya çıkardığı olumsuzluk, parçalar ve ayrıntılar arasında kaybolmaya, gerçek hedef ve amacından uzaklaşmaya yol açıcı olabilecektir.

Başak burcunun verim, hizmet, yardım ve yarar sağlama güdüsü onu insanlığa fayda sağlayan amaçlar taşıyan meslekler içinde olmaya doğru yönlendirir. Sağlık ve tıp alanları içinde Başak burcu vurgusu ile karşılaşmak oldukça mümkündür. Bir toprak elementi olan Başak burcunun, doğa ve tabiatın sunduğu doğallık ve saflığa olan yatkınlığı ile alternatif tıp, koruyucu tıp alanları içinde bulabiliriz. Analitiksel çalışan zihin yapıları ile bu burç kişileri hesap uzmanlığı gereken, sayılarla ilgili olan, istatistik gereken iş alanlarında yer alabilirler. İyi konuşma, iyi yazma, iyi bir iletişim yeteneği taşıyan Başak burcu kişileri, iyi bir roman yazarı, iyi bir senaryo yazarı, iyi bir editör, iyi bir gazeteci, iyi bir edebiyat öğretmeni olabilirler. Gelişkin olan el becerileri sayesinde ayrıntılı, detaylı çalışmalar göstermek gereken ince ve küçük el aletleri ile çalışılan iş ve sanat kollarında başarılı olurlar. Başak burcu fiziksel olarak vücudun bağırsaklar ve sindirim sistemi fonksiyonlarına işaret eder. Bu burcun aşırı duyarlı ve hassas sinir sistemi, alerjik reaksiyonlara yatkınlık göstermekle birlikte, bu organların üzerinde duyarlılık oluşturabilir.

Dilâra B.Efeoğlu

 

Görsel; Virgo, The Morgan Library & Museum, New York City, From a Book of Hours (G14, f.12) Italy, perhaps Milan Third quarter of the Fifteenth Century

Tanrıların Kralı Zeus

zeus-heykeli(1)

“Hiçbir ölümlü Zeus’un ne kurduğunu sezinleyip kestiremez. İnsan ne derece zekâsına mağrur olsa da Zeus ondan yüz kat üstündür”
Homeros, İLYADA

Dünyanın 7 harikasından biri olan Zeus heykeli M.Ö 450 yılında Yunanistan’ın Olimpiya kenti içinde Antik Yunan döneminin baş tanrısı Zeus için yapılmıştır. Yunan tarihinde Tanrıların Kral’ı sıfatına sahip olan Zeus, Roma mitolojisinde Jüpiter adını alır.
Muazzam büyüklükteki eserin bulunduğu tapınak içerisindeki heykele ulaşan yollar karanlık olacak şekilde dizayn edilmiştir. Heykel ise kuvvetli ışık alan bir bölgeye yerleştirilmiştir. Böylece heykelden gelen ışığı izleyerek aydınlığa ulaşılır. Astrolojide, Jüpiter, farkındalık, bilinç yaratan ve mana arayan zihni ifade eder. Heykelin sağ eli üzerinde zafer tanrıçası Nike, sol eli üzerinde kartal motifli bir asâ bulunmaktadır.
Olimpiyat oyunları 391 yılında putperestlik olarak suçlanıp sona erdirilince, Zeus Tapınağı da kapatılır. Dünyanın yedi harikası arasında sayılan heykel, o dönem çıkan karışıklıklar içinde Yunanlar tarafından, yeni kurulan ve o zamanki adıyla Konstantinopolis olan İstanbul’a taşınır ancak 462 yılındaki büyük yangında yok olur. Heykelin Olimpos’ta 1829’da Fransızlar tarafından bulunan parçaları bugün Paris’te Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir.

Venüs Terazi burcunda 30 Ağustos – 23 Eylül 2016

14233502_10210101633759988_1697574610_o

Venüs Terazi burcunda 30 Ağustos – 23 Eylül

Venüs Terazi burcunda yolculuğuna başlamışken Estemagazin dergisi için yazmış olduğum yazıyı sizlerle de paylaşmak istiyorum.

Kadın güzelliğinin ve estetiğin simgesi olan Afrodit (Venüs) birçok sanatçıya ilham kaynağı olmuştur.

Afrodit veya Aphrodite Yunan mitolojisinde aşk ve güzellik tanrıçası. Roma mitolojisindeki ismi Venüs’tür.
Venüs; aşk, güzellik, ilişkiler, uyum, tutku ve cinsel dürtünün doğasına ait bilgiler veren gezegen olarak astrolojik haritalarımız aracılığıyla, her birimizin hayat içerisinde bu doğaya ait olan güdülerimizin nasıllığını ifade eden göstergelerden biridir. Harita içerisinde yerleşimi ile Venüs, sevme ve sevilmeye karşı duyuyor olduğumuz arzunun nasıl bir karşılık ile tatmin bulacak oluşu ve bu tatmin duygusunu kendimize yansıtabilme kapasitemiz hakkında bilgi verici gezegen olarak çalışır.

Gök Tanrı Uranos’u (Uranüs) yenerek başa geçen Kronos’un (Satürn) mitolojik öyküsünden hatırlayacağımız şekilde, Kronos, kendi çocuklarını yerin en dibine hapseden Tanrı babası Uranus’u bir orak ile etkisiz hale getirmiş ve kendi ile birlikte diğer kardeşlerini de kurtarmıştı. Uranos’un hadım edilmesi ya da canının alınması ile geriye kalan bedeni parçalarının Tanrıça Gaia tarafından okyanus sularına atılması ile başlayan bir başka mitolojik efsane Aphrodite’nin (Afrodit) hikayesidir.

Yunan didaktik şiirinin babası olarak bilinen ünlü ozan Hesiodos “Theogonia” (Tanrıların Doğuşu) adlı eserinde bu tanrıçanın denizin köpüklü dalgalarından doğduğunu söyler ve Afrodit’in doğumunu dizelerinde şöyle anlatır;
“Dalgalı denize atar atmaz onları
Gittiler engine doğru uzun zaman.
Ak köpükler çıkıyordu tanrısal parçalardan,
Bir kız türeyiverdi, bu ak köpükten.
Önce kutsal Kythera’ya uğradı bu kız,
Oradan da denizle çevrili Kıbrıs’a gitti,
Orada karaya çıktı güzeller güzeli tanrıça,
Yürüdükçe yeşil çimenler fışkırıyordu
Narin ayaklarının bastığı yerden.
Aphrodite dediler ona tanrılar ve insanlar,
Bir köpükten doğmuş olduğu için”
Bu öykü Theogonia’daki en çarpıcı öykülerden biridir. Aynı zamanda tanrıçanın adının da bir açıklamasını sağlar. Aphros köpük anlamına geldiğine göre, Hesiodos’a göre Aphrodite’de köpükten doğma anlamına gelir.

Rüzgarları ile denizleri köpürten Batı rüzgarı tanrısı olan Zephyros böylece Afrodit’in doğmasını sağlar ve uzunca bir süre sedef bir midye kabuğu üzerinde Zephyros’un rüzgarları ile okyanus üzerinde dolaştırılan Afrodit, günlerden bir gün doğduğu yer olan bugün için Kıbrıs suları açıklarından Zephyros Antik şehri (Mersin) kıyılarına yaklaşır.
Uranos’un okyanus suları ile birleşmesinden doğan Afrodit, biz insanoğlunda yaratılışsal olarak yer alan Venüs’e ait aşk, sevgi gibi soyut kavramlar taşıyan temel prensiplerin kozmiksel ve bilinçaltından geliyor oluşunun bir anlatımı olsa gerek.
Kıyıya yaklaşan sedef midye kabuğu içerisinde ışıltılar saçıyor olan Afrodit’i doğanın ve zamanların Tanrıçaları olan Hora’lar karşılarlar ve güzeller güzeli kızı karaya çıkarırlar. Yürüdüğü yerlerde çimenlerin yeşerdiği, geçtiği yerlerde renk renk kokulu çiçeklerin açtığı köpüklerin kızı dedikleri Afrodit’in güzelliğine güzellik katarak taktıkları takılar ile süsleyen Hora’lar iki beyaz güvercin eşliğinde onu tanrılar ve ölümsüzler katına, Olympos’a götürürler. Birçok mitoloji kaynağı aşk tanrısı olan Eros’u Afrodit’in oğlu olarak kabul ediyor olsada Hesiodos’a göre Eros oğlu değil yanında onunla okyanus üzerinden beri yol alan ölümsüzlük sahibi bir tanrıdır.
Afrodit’in güzelliği karşısında büyülenen Olympos’taki tanrılar bu güzeli görünce hayranlıklarını gizleyemezler, Afrodit ise güzelliği ile sadece tanrıların değil insanlarında gönlünü fethetmiştir. İnsanların kalplerine sevgi ve aşk tohumları serpmekte onlara neşe ve sevinç vermektedir. Fakat diğer yandan kimi zaman bu neşe ve sevinç acıyada dönüşebilmektedir.

Sevgi, aşk ve güzelliğin tanrıçası Afrodit, Zeus’un oğlu olan Hephaistos ile evlenmiş fakat bu evliliğinde aradığı sürekliliği hiç bulamamıştır. Savaş tanrısı Ares (Mars) ile olan herkes tarafından bilinen ilişkisinden Afrodit ve Ares’in 3 çocukları olur. Doğan üç çocuk Phobos(Korku), Deimos(Dehşet), Harmonia(Uyum)’dır. Sevginin ve aşkın gezegeni Venüs ile ihtirasın, fiziksel gücün gezegeni Mars’ın birleşimi bu iki gezegene ait özelliklerin ilişkiler içerisinde uyuma ulaştırılma çabasının, karşıtlıkların denge içerisinde birleştirilme ilkesinin sembolik bir yansıması olarak karşımıza çıkar. Bir bacağı topal olan ve en çirkin tanrı olarak bilinen Hephaistos ise tanrılar ve insanlar tarafından sevilen ve demircilik zanaatıyla uğraşan, zamanın ateş tanrısıdır. Hephaistos bir tuzak kurarak kendine ihanet ettiğini öğrendiği karısı Afrodit’i (Venüs) aşığı ile birlikte (Mars) kendi yapmış olduğu demir kafesin ağları içerisine hapseder ve ancak Tanrı Zeus’un isteği ile onları affederek kafesin dışına çıkmalarına izin verir. Hephaistos kendi sakatlığından sorumlu tuttuğu annesi Hera’yı da cezalandırmak için demir bir taht hediye etmiş, tahta oturması ile demir ağ içerisinde kalan Hera yine Zeus’un isteği ile ancak Hephaistos tarafından serbest bırakmıştır.

Çirkin ve topal olan Hephaistos ile Afrodit’in evliliği herbirimizin içinde varolan kendimize verdiğimiz değer anlayışını ifade eden bir sembolizmadır. Haritalarımızdaki Venüs’ün yerleşimi kişisel olarak kendimize karşı duyduğumuz sevgi ve kendimize karşı veriyor olduğumuz değer hakkında bilgi verici olarak çalışmaktadır.
Güzelliğine olan düşkünlüğü ile bilinen Afrodit düzenlenen bir düğünde en güzel seçilmiş olmasının baş döndürücü zevki ile onu en güzel olarak seçmiş olan Paris’in işine yarayacak bir yardım yaparak ünlü Truva Savaşı’nın çıkmasına yol açar.

Zaman zaman kıskançlık ve öfke duyguları ile intikam alma peşine düşen Afrodit, Kıbrıs kralının karısının kızı Smyrna’nın kendinden daha güzel olduğunu ilan etmesi üzerine intikamını almak için Smyrna’yı kendi babasına aşık etmiş ve Kral’ın bunu öğrenmesi ile kızının başını kılıçla kesmesine sebep olmuştur.

Burada yer alan mit’de Venüs’ün taşıdığı aşk ve güzellik anlayışının her zaman uyum ve denge taşıyor olmayan, aşırı sahiplenicilik ve tutku içeren yanı ile de karşılaşıyoruz.

Afrodit, kralın kızını ölümünden sonra myrra (sarı sakız) ağacına dönüştürür. Birkaç ay sonra ağacın içinden Adonis adı verilen bir çocuk çıkar. Çocuğun güzelliğinden etkilenen Afrodit onu alıp büyütmesi için Persephone’ ye emanet eder. Ama Persephone çocuğu geri vermek istemez. Aralarında çıkan tartışmaya tanrılar bir çözüm getirir ve Adonis’in 6 ay Afrodit’in 6 ay Persephone’nin yanında kalmasına karar verirler. Adonis, Persephone’nin yanına yeraltına indiğinde yaz biter, yeryüzünde kış başlar; yeryüzüne çıktığında toprakların bereketi tekrar gelir ve ilkbahar olur.

Venüs içinde bulunduğumuz Eylül ayının oldukça geniş bir zaman diliminde Terazi burcunda transfer ediyor olacak. Venüs yöneticiliğini yapıyor olduğu bu burçta kendine ait özellikleri doğasına uygun olarak sergileyecektir. Aşk, sevgi ve birlikteliklere çekiliyor olma, uyum ve denge arayışı ile evlilik ve ilişkilerde yaşanacak olumlu gelişmeler Venüs’ün Eylül ay’ı içindeki transferinin getirisi olacaktır. Güzellik ve estetik anlayışının öne çıkışı, sanatsal ve estetiksel zevklere yönelme yine bu ay içinde yaşayacak olduğumuz olumlu gelişmelerden. Eylül ay’ının son 5 günü ve devam eden 18 Ekim’e değin süreçte hırs, derinlik ve tutku taşıyan enerjilerin daha fazla hakim oluşu gerek aşk, sevgi ve güzellik anlayışında gerek ilişkiler üzerinde derinlik, yoğunluk arayışı ile gelen aşırıya kaçan beklentilere, abartılı isteklere girmeye sebep olabilir.

Kadın güzelliğinin ve estetiğin simgesi olan Afrodit (Venüs) birçok sanatçıya ilham kaynağı olmuştur. Altın mücevherler onunla sembol bulur. Kuşlardan güvercin, ağaçlardan Mersin ağacı ve çiçeklerden gül onun simgeselliğini taşırlar.

Sevgi ile…

Dilâra Başar Efeoğlu

Mitolojik hikaye için faydalanılan kaynak,
Bedrettin Cömert, Mitoloji ve İkonografi adlı eseri
Hesiodos’un Theogonia’sında Yakın Doğu Etkileşimi, Emre Ceren, İlayda Sanin
https://tr.wikipedia.org/wiki/Afrodit

Aslan Takımyıldızı Mitoloji Kahramanı Herakles,

 

a20dff1ae3b6404a57dba5d65d6a02aa

Aslan Takımyıldızı mitoloji kahramanı Herakles,
Yunan Mitolojisi’nde Herakles, Roma Mitolojisi’nde Herkül daha doğduğu günden itibaren tanrısal bir kuvvete sahiptir.
Astrolojik sembolizmde, kendi egemenliğini sağlamak, gücünü sergilemek ve yönetmek amacı taşıyarak yeryüzüne gelmiş olmanın arketipsel efsanevi kahramanı olan Herakles’in Aslan takımyıldızı ile özdeşleştirilmiş olan mitolojik öyküsünde, Herakles (Herkül) ölümlü bir prenses olan Alkmene ile Yunan mitolojisinin en güçlü ve önemli tanrılarından biri olan Zeus’un oğludur.
Herakles’in, kendi eşi Zeus’un oğlu olduğunu anlayan Hera kıskançlık ile Alkmene’nin iki çocuğunu da öldürmeye karar verir. Birbirine yakın zamanda doğmuş olan iki bebekten hangisinin Zeus’a ait olduğunu anlamak isteyen Hera, iki bebeğin odasına iki yılan gönderir, efsaneye göre babası gibi tanrısal güçlere sahip olan Herakles (Herkül) iki yılanı da öldürür ve böylece Zeus’un oğlu olduğunu anlayan Hera, tüm yaşamı boyunca Herakles’i yok etmeye çalışır.
Herakles, günün birinde Hera’nın kıskançlık ve intikam duyguları ile hazırladığı bir büyünün etkisine girerek kendi çocuklarının ölümüne sebep olur ve zamanın kralı Eurystheus’un belirleyeceği on iki görevi yerine getirmek ile cezalandırılır.

Bu 12 görev şunlardır :
Nemean arslanı’nı yenmek (efsaneye göre aslanın postu sadece kendi pençesiyle kesilebilir). Nemea aslanı; Argolis Bölgesinde Nema adındaki vadide yaşayan ve etrafa dehşet saçan bir aslanın adıdır. Aslan ile ilk karşılaştığında Herkül, önce bir odun daha sonra ok ve yay ve en son olarak da bronz bir kılıç ile hayvanı öldürmeye çalışsa da başarılı olamamış, daha sonra aslan ile saatlerce güreştikten sonra kolları ile boğarak öldürmeyi başarmıştır. Saatler boyunca uğraşmasına rağmen, aslanın postunu yüzemeyen Herkül’ün imdadına, yaşlı bir kadın kılığına bürünen Athena yetişir ve Herkül’e bu postu yüzmek için en iyi aletin aslanın kendi pençeleri olduğunu anlatır. Bu küçük ilahi yardım ile ilk görevini başarı ile bitiren Herkül, Nemea Aslanın her türlü kesici silaha karşı olan postunu daha sonra kendisi için bir zırh gibi kuşanarak diğer görevlerini gerçekleştirirken kullanmıştır.

Lerna gölündeki Hydra’yı öldürmek.

Artemis’in kutsal hayvanlarından Kyreneia Geyiğini yakalamak.

Erymanthian dağında yaşayan büyük yaban domuzunu ağla tutmak.

Augias’ın ahırlarını bir günde temizlemek. Herakles bu görevi iki büyük ırmağın yataklarını değiştirip ahırlardan geçirmeyi başararak tamamlamış.

Stymphalos’da yaşayan ve o bölgedeki insanların rahatını kaçıran Stymphalian Kuşları Athena’nın yardımıyla kovmak.

Girit’e gidip Poseidon’un Minos’a verdiği azgın Girit Boğası’nı getirmek.

Troya kralı Diomedes’in emrine girip troya halkına eziyet çektrien , Hellospontos Boğazı’nda yaşayan deniz canavarını öldürerek Troya halkını beladan kurtarmış ancak Diomedes’in ona, azarlayıcı tutumu karşısında cezalandırıp öldürmüş ve Troya’nın yanması için lanetler savurmuştur.

Amazonlar kraliçesi Hippolyta’dan kemerini almak. Kemeri almak için kraliçe ile anlaşmış, ancak Hera’nın kışkırtmasıyla Amazonlar, Herakles’e saldırmış, Herakles de kraliçeyi öldürmek zorunda kalmıştır.

Okeanos’un bir adasında bulunan 3 gövdeli dev Geryoneus’un sığırlarını çalmak.

Hesperidler’in (Yunan mitolojisi perileri) altın elmalarını getirmek. Elmaları almak için altın elma ağacını koruyan kızları ve daha da önemlisi onların ejderini geçmesi gerekiyordu. Bunun için Herakles altın elmaların koruyucusu olan kızların babası Atlas’a gider ama o da biraz uyanık davranarak Herakles’le bir anlaşma yapar gibi görünerek kandırmaya çalışır. Taşıdığı gökkubbeyi Herakles’in sırtına yüklemeye çalışan Atlas başarılı olamaz, Herakles bu görevi de yerine getirir.

Hades’in ölüler ülkesini koruyan Kerberos adlı köpeği yeryüzüne çıkarmak.

Kendisine verilen 12 görevide yerine getiren Herakles, fiziksel gücünü ve sahip olduğu güçlü karakterini ispatlamış, tanrıların övgüsünü kazanmıştır.

Olimpiyat oyunlarının kurucusu Herakles

Mitolojik bir söylenceye göre Herakles (Herkül) olimpiyat oyunlarının başlangıcını sağlayan efsanevi kişilik olmuştur. Tanrılara yardım etmek için girdiği savaşlarda başarı gösteren Herakles, bu savaşlar sırasında Olimpia’da Tanrılara sunulan oyunların başlangıcını oluşturmuş ve bu oyunların dört yılda bir tekrarlanmasını istemiştir.
Bütün dünyada antik olimpiyat oyunlarını simgelemekte kullanılan disk atan atlet heykelleri Herkül ile özdeşleştirilir.

Yarı tanrı yarı insan olan Herakles, ırmak tanrısı Deianeira ile evlenir. Kıskanç bir kadın olan Deianeira bir gün kendisini bırakmak isteyen Herakles’in ölümüne sebep olabilmesi için zehirli kan ile ıslattığı bir gömleği Herakles’e verir ve bu gömleği giyen Herakles acı ile kıvranmaya başlar. Acılarından kurtulmak için kendini ateşe veren Herakles’in ölümüne başta Zeus olmak üzere tüm tanrılar çok üzülür, Herakles’e, Zeus tarafından ölümsüzlük verilerek Olympos’ a tanrılar katına alınır.

Dilâra Başar Efeoğlu

Faydalanılan kaynaklar;
Yasemin Örs, Takımyıldızların Mitolojik Öyküleri
https://tr.wikipedia.org/wiki/Herakles
Antik Yunanda Mitoloji Masallar ve Söylenceler, (Çev. Z. Zühre İlkgelen)

HERMES (MERKÜR)

” Kimsin” diye sordum. “Ben yolu gösteren yüce zihinim. Tek
tanrı olan Aton’un aklıyım. Seninle her yerde ve her zaman
birlikteyim. İsteklerinden haberim var. Sorularını açıkça
bildirirsen yanıtlarını alacaksın” dedi ”
“Beni Aton’un bilgisiyle donat ve hakikati göster” diye
yalvardım. Bir anda görüntüm değişti ve nurlu bir aşk
bağıyla bütünleşmiş sonsuzluk belirdi.
Hermetica
Aton: Tanrı (Antik Mısır)

hermes

 

HERMES (MERKÜR)
Adını Roma mitolojisinden alan ve Güneş sisteminde, Güneş’e en yakın hareket eden gezegen olan Merkür, Yunan Mitolojisine göre “Hermes Trimegustus” olarak adlandırılır. Hermes Trimegustus Yunan dilinde “Üç kere kutsanmış Hermes” anlamına gelmektedir.
Antik Yunan Mitolojisinde Hermes’in M.Ö. 1100 dolaylarında yaşamış olduğundan bahsedilir. Yunan Mitolojisine göre Hermes (Merkür), Tanrı Zeus ve Maia’nın oğludur. Zeus “Tanrıların ve İnsanların Babası ” diye adlandırılan Yunan mitolojisinin en güçlü ve en önemli tanrılarından biridir. Zeus adı Roma mitolojisinde Jüpiter olarak geçer.
Üstün nitelikler ile doğan Hermes, efsaneye göre daha bir günlükken ayağa kalkar, kaplumbağ kabuğundan yaptığı lir ile Tanrı Zeus ve müziğin, sanatın, tıbbın, ışığın ve kehanetin Tanrısı Apollon’u büyüler. Mitolojik efsaneye göre Tanrı Apollon tarafından Hermes’e verildiği söylenen, bugün tıbbın evrensel sembolü olarak kullanılan, ölüm-yaşam, sonsuzluk ,bilgelik ve 4 temel elementi ifade eden “Caduceus” (Kadüse) adı verilen asâsı ile bilinen ve rüzgarların tanrısı olarakta adlandırılan Hermes, Tanrıların elçisi olma ünvanıyla yer altı ve yer üstü arasında habercilik yapar, ölülerin ruhlarını yeraltına götürür, onlara kılavuzluk yapma görevini alır, yeryüzünde yolunu şaşıran yolculara rehberlik eder.
Benzer şekilde Antik Roma’da Hermes, “Mercure Trismegistus” olarak anılmıştır. Yazının yanı sıra, müzik, astroloji, ölçü ve tartıların keşfi de ona dayandırılmıştır. Hermes mitolojistlerce eril öğenin temsilcisi olarak kabul edilir.
Astrolojide rasyonel aklın sembolü olan Merkür, Yunan mitolojisinden Hermes adını alan efsanevi şahsiyet, Eski Mısır tarihi, Musevilik ve İslamiyet dinlerinde de kendini gösterir. Bazı kaynaklara göre yaklaşık M.Ö 3000 yıllarında Eski Mısır inançlarında “Thoth” olarak yer alan kişidir.
Eski Mısır kadim bilgilerine göre Mısırda yaşamış olan bilgelik Tanrısı Thoth, bazı düşünürlere göre ise islami kaynaklarda I. Kenan ya da Sirus olarakta adı geçen İdris peygamber olduğu kanaati varolmaktadır.
Platon’un bazı eserlerinde aritmetiğin, cebirin, geometrinin, yazının ve başka ilimlerin kurucusu olarak bir Mısır ilahî kişisi olan “Theuth”tan bahsettiği görülürki bu durum tarihçilerce Antik Yunan öğretilerinin Eski Mısır kökenli olduğuna bir kanıt olarak yorumlanır.
Eski Mısırlılara ait kaynaklarda “Thoth”, “Tahuti”, “Thech”, “Tat” gibi isimlendirilen kelime “Mürşid” veya “Öğretmen” anlamlarına gelmekteydi. Mısırlıların bu ismi “Aa Aa Tehuti” şeklinde telaffuz ettikleri söylenir ki buradaki “Aa Aa”; “Üç kere büyük” anlamına gelir.
Antik Mısır mitolojisinde Thoth, tanrı Osiris’in katibi olarak bilinir. Osiris, ölümlerden ve insanlığın geleceğinden sorumlu Nil Deltası’nın tanrısıdır. Osiris, öte âlemin, ölüm ötesinin, yargılamanın ve yeniden doğuşun tanrısıdır.
Thoth, yazının ve yazıya dayalı bütün bilim ve sanatların mucidi olarak kabul edilir. Bu bilim ve sanatlar, simya, tıp, astroloji ve kehanet gibi mabetlerde icra edilen bilim ve sanatlardır. Tanrı Thoth, zamanla ilahlık basamaklarında ilerlemiş ve mitolojiye göre dünya onun sesinden yaratılmıştır. Çünkü Thoth ses ve sözün etkileme gücüne sahiptir.
Musevilikte, Tevrat’ta ise Yared’in oğlu Hanok olarak bilinir. İbrani inançlarında Hermes ile özdeşleştirilen Enoch (Enoş) sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelir ve hem aydınlatıcı hem öğretici hem de insanoğlu anlamını taşır.
Hermetizm Arap-İslam kaynaklarında yaygın olarak “hikmet üçgeni” olarak bilinir. Hermes İslamiyet’te İdris Peygamber olarak kendini gösterir. İnanışa göre Hz. Adem ile Hz. Nuh arasında yaşamış ve söylenceye göre ölmemiş sonsuza değin Tanrı ile beraber yaşayabilmesi için yüksek bir makama alınmıştır, yüce bir makama yükseltilmesi ve çıktığı yerin Güneş Feleği olması Hermes’in evrensel kimliğindeki ortak noktalardan biridir. İdris peygamber; dikiş dikmeyi, terziliği, yazıyı, astrolojiyi, sanatı, tıp ve simya’yı öğreten ilk kişi olarak kabul görür.
Hermes’in varlığı, kimliği, kim olduğu konusundaki başka bir kuram daha bulunmaktadır. Bu kurama göre aslında Hermes diye tek bir kişi yoktur. Hermes bir kişiden, varlıktan yani bir ad olmaktan çok bir sıfattır. Sırlı bilimlerde yetkinleşmiş, otorite olabilmiş kişilere verilen ortak bir unvandır. Öyle ki Eski Mısır tarihi boyunca hermetik kurumların önderi olan birçok kişinin hep “Hermes” adı ile anıldığı söylenegelmiştir. Eski Mısır’da Hermes’in ardından kurulmuş olan öğreti sistemine Hermetizm denildiği gibi daha sonraki devirlerde benzer öğretilerin verildiği benzer amaç ve yolların izlendiği tüm ezoterik nitelikteki ekollerin çalışma sistemlerine de aynı isim verilmiştir.
Dilâra Başar Efeoğlu
Faydalanılan kaynaklar;
http://www.historicalsense.com/Archive/Hermetizm.htm
http://www.hermetics.org/hermetik.html

%d blogcu bunu beğendi: